.Sözüm Ona.
OOO KİMLER GELMİŞ
ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Image-6F24_4B24C70E
Lütfen Giriş Yapınız,Yada Üye Olunuz!
Umarız Forumumuzda İyi vakit geçirirsiniz...


.Sözüm Ona.
OOO KİMLER GELMİŞ
ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Image-6F24_4B24C70E
Lütfen Giriş Yapınız,Yada Üye Olunuz!
Umarız Forumumuzda İyi vakit geçirirsiniz...


.Sözüm Ona.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

.Sözüm Ona.

.____ SÖZÜM ONA ____.
 
AnasayfaKapıGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapİLetiŞiM
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
En son konular
» Trabzonspor ADANADA puansız Kaldı
ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Icon_minitimeCuma Ekim 06, 2023 8:38 am tarafından Muhtesim

» Fırtına Adana'da Esemedi
ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Icon_minitimeCuma Ekim 06, 2023 8:36 am tarafından Muhtesim

» spartak trnava 1 - 2 Fenerbahçe
ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Icon_minitimePerş. Ekim 05, 2023 10:08 am tarafından Muhtesim

» Fenerbahçe 5 - 0 Rizespor
ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Icon_minitimePaz Ekim 01, 2023 8:41 am tarafından Muhtesim

» Adana Demirspor beşiktaşı farklı yendi
ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Icon_minitimeCuma Eyl. 29, 2023 7:25 am tarafından Muhtesim

» Makber Hafız Burhan
ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Icon_minitimeSalı Eyl. 26, 2023 9:40 am tarafından Muhtesim

» Emir Sultan Kümbeti ve Camii /ahlat /Bitlis
ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Icon_minitimePtsi Eyl. 25, 2023 7:54 am tarafından Muhtesim

» Selçuklu Mezarlığı / ahlat / Bitlis
ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Icon_minitimePtsi Eyl. 25, 2023 7:48 am tarafından Muhtesim

» Eski Mardin
ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Icon_minitimePtsi Eyl. 25, 2023 7:41 am tarafından Muhtesim

» Esenlik Köyü (ABRİ) CAMİİ /MUŞ
ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Icon_minitimePtsi Eyl. 25, 2023 7:35 am tarafından Muhtesim

En iyi yollayıcılar
Muhtesim
ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Vote_lcapETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  I_voting_barETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Vote_rcap 
berfin
ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Vote_lcapETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  I_voting_barETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Vote_rcap 
karanfil
ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Vote_lcapETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  I_voting_barETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Vote_rcap 
Necati
ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Vote_lcapETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  I_voting_barETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Vote_rcap 
hzn
ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Vote_lcapETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  I_voting_barETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Vote_rcap 
SusKun
ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Vote_lcapETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  I_voting_barETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Vote_rcap 
Aslı
ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Vote_lcapETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  I_voting_barETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Vote_rcap 
ela-gözlüm
ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Vote_lcapETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  I_voting_barETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Vote_rcap 
buket_07
ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Vote_lcapETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  I_voting_barETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Vote_rcap 
Şamil
ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Vote_lcapETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  I_voting_barETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Vote_rcap 
Anahtar-kelime
2023 özgürlük belkide papatya sıcak neden yalnızlık bahar elveda paint sarı Dost yorumsuz 2022 muhtesim SosyoLoji kadın değilim şair sevgi mutluluk zorunlu hatırla sevmek beden odun
SAAT
NAMAZ ÖĞRENİYORUM
NAMAZ HABERLERİ
  SİTENE EKLE
SİTENE EKLE
Kur’an-i Kerim OgReN
www.baktube.tr.gg
sitene ekle
İstiklal Marşı
İSTİKLAL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Mehmet Akif Ersoy


GüNüN SöZü
Ads

    No ads available.



    Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder
     

     ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik

    Aşağa gitmek 
    YazarMesaj
    Muhtesim
    Admin
    Admin
    Muhtesim


    Ruh HaLi : ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Sessiz10
    Hangi ülkedensiniz : ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Turkey-1
    Mesaj Sayısı : 4379
    Nerden : istanbul
    Teşekkür Sayısı : 10146
    Kayıt tarihi : 30/10/08

    DoSt GüLLeRİ
    ŞİİRLERİM: 22

    ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Empty
    MesajKonu: ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik    ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik  Icon_minitimeÇarş. Şub. 17, 2016 8:38 am

    si amaç
    FEL102U-ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik
     3
    olma, kendine yeterli olma ve en fazla tercih edilen şey olma özellikleri bakımından, en iyi şeydir. İyi, Platon’da olduğu gibi tek olan ve başka şeylerin ondan dolayı iyi olduğu şey değildir. Aristoteles’in “iyi” kavramı, Platon’un “iyi” kavramından farklıdır. Ona göre iyi, “dış iyiler”, “bedenle ilgili iyiler” ve “ruhla ilgili iyiler” olmak üzere üç türlüdür. Bunlardan “ruhla ilgili” olanların “en başta ve tam anlamda iyiler” olduğunu belirtir. Eylemler ve ruh etkinlikleri de “ruhla ilgili iyiler” arasındadır. Mutluluk en iyi, en güzel ve en hoş şey olduğuna göre, şimdi de yanıtlanması gereken soru, mutluluğun kendisinin ne olduğu sorusudur. Ana çizgileriyle söylenirse Aristoteles’e göre “mutluluk” ya da “iyi”, “ruhun erdeme uygun etkinliği”dir; “mutluluk için önemli olan, erdeme uygun etkinliklerdir”, “erdeme aykırı etkinlikler” mutsuzluk yaratır.  Aristoteles, “erdem nedir?” sorusunu, insan ruhunun yapısının bilgisine dayanarak yanıtlar. Ruhun yapısını bilmek iki bakımdan önemlidir:  • Birincisi, “insansal erdem”, bedenin değil, ruhun erdemidir ve mutluluk da yukarıda söylendiği gibi, “ruhun bir etkinliğidir.”  • İkincisi ise “...nasıl göz doktoru gözleri tedavi etmek için tüm bedeni bilmek zorundaysa, siyaset adamı da ruh konusunu bilmeli, hele siyasetin tıptan daha değerli ve daha iyi olduğuna bakılırsa, daha da çok bilmeli”dir. Peki, Aristoteles’e göre insan ruhunun yapısı nasıldır? “İnsan ruhunun iki yanı, ‘akla sahip’ ve ‘akıldan yoksun’ yanları; her bir yanın da iki işlevi ya da kısmı vardır.” Aristoteles, “erdemin ne olduğunu” ya da “erdemli olmanın ne demek olduğunu” Kuçuradi’nin ifadesiyle birkaç bakımdan ortaya koyar: İlk tanımı şöyledir: “neliğine ve tanımına bakılırsa erdem, orta olan (mesotes/nfvόxh)dır; en iyi olan ve olumluluk açısından bakıldığında ise o, uçta olandır.” Bu özellik, erdemi erdem yapan, onu diğer huylardan ayıran özelliktir. Aristoteles erdemleri iki türe ayırır: Bunlar, “düşünme yetisinin (dianoia/dıάoqıa’nın) erdemleri” ile “karakterin (ethos’un) erdemleri”dir. Düşünme yetisinin erdemleri, doğru bilgiye ulaşmayı sağlayan erdemlerdir ve sayıca beş tanedir. Bunlar, bir şeyi yapabilme gücü, becerisi olan teknik (tekhne/xέ|oh), felsefî bilgi ve bilim (episteme/Krıvxήnh), doğruyu görme yetisi olan pratik bilgelik (phronesis/{tόohvı), doğrudan kavrayan akıl (nous/oqῦ) ve felsefi bilgelik (sophia/vq{ίa)tir. Bunlar arasında tekniğin etikle bir ilişkisi yoktur. Etik konularla ve sorunlarla en fazla ilişkili olan yeti ise pratik bilgeliktir. Çünkü onun nesne alanı doğrudan doğruya etik sorunlardır. Pratik bilgelik, kişileri “iyi ve mutlu yaşamaya götürecek yolları bulma anlamında” doğru şekilde hesaplayabilme, düşünüp tartabilme yetisini ifade temektedir. Bunu yapabilen kişide etik düşünebilme (etik bakımdan doğru görebilme) özelliği vardır. 
    Aristoteles “aşırılıkla” “eksiklik” arasında “ortalar” olarak belirlediği etik erdemlerin başlıca olanlarını tek tek ele alır ve her birinin özelliklerini tanıtır. Bunlardan başlıca olanları şunlardır: Cesaret ya da yiğitlik, cömertlik, yüce gönüllülük, adalet. Buna ek olarak Aristoteles “cesaret edilecek şeylerden çok korkulacak şeyler karşısında dingin olabilen ve bunlarla ilgili tutumu gerektiği gibi olan yiğit” olduğunu belirtir; cesaretin, cesaret gösterme ve korkmayla ilgili olduğunu ama korkmayla daha çok ilgili olduğunu söyler. Sonuç olarak insan ruhunun övülen “huyları”ndan biri olarak cesaret, “cesaret edilecek ve korkulacak şeylerle ilgili orta olmadır.” Ancak, bu tür şeyler karşısında da “korkmamakta aşırıya kaçmak” cesaret değildir. Burada cesaret ile cüretlilik arasındaki farkı gözden kaçırmamak gerekir. Böylece Aristoteles adaletin ne olduğunu, hem Platon’un yaptığı gibi erdemin bütünü olma özelliğini dikkate alarak hem de gerçeklikteki durumlarla ilişkisine bakarak açıklamaktadır. Hem Platon’da hem Aristoteles’te adaletin, “erdemin bütünü” veya tam erdem/erdemin kendisi olarak ele alınması önemlidir. Sonuç olarak bu iki filozofun özgün yaklaşımı, insan dünyasının önemli bir sorun alanı olarak kendini gösteren siyaset alanındaki sorunların temelinde etik sorunların bulunduğunu görmemizi sağlamaktadır. Stoa Okulu ve Epikouros Okulu Sisam’da doğmuş olan Epikouros, felsefeye 14 yaşında başlamış, 18 yaşında Atina’da Platoncu filozoşardan, daha sonra da Kolophon’da atomcu Nausiphanes’ten ders almıştır. M.Ö. 310 yılında Mytlene’de kurduğu okulunu 306 yılında Atina’ya taşımıştır. Epikouros’un okulu “bahçe” anlamına gelen Kepos adlı bir yerde olduğundan, kadınların ve kölelerin de içinde bulunduğu izleyicilerine “bahçe filozoşarı” denmiştir. Geniş çevresinde çok sevilen ve sayılan, sağlığında olduğu kadar ölümünden sonra da büyük saygı gören önder bir filozof olmuştur.  Daha önce de belirtildiği gibi Stoa Okulunun kurucusu Kıbrıslı Zenon’dur. Stoa Okulunun etik görüşünü belirleyici olan teorik temel, bu okulun doğa anlayışıdır. Bundan dolayı ilkin Stoa Okulunun doğa anlayışı üzerinde kısaca durmak uygun olur. Bu anlayışın şekillenmesinde büyük ölçüde Sokrates öncesi düşünürlerin doğayla ilgili düşünceleri etkili olmuştur. Özellikle de Herakleitos’un logos/mόγος kavramının etkisi büyüktür. Bu kavramı Anaksimenes’in, “soluk, nefes” anlamına gelen pneuma/roXῦna kavramıyla birlikte düşünerek bir doğa tasarımı ortaya çıkmıştır. Böylece, edilgen ya da etkiye uğrayan varlık olarak su ve toprak ile buna etkiyen, ateş gibi bir soluk, nefes olarak pneuma tüm var olanların oluşmasında yer alan iki ana unsur olarak görülmüştür. İşte doğa bu iki unsurun karşılıklı etkileşimiyle oluşan katmanlı bir yapıdır. İnsanda ise hem akılla ilgili hem de akıldışı itki ve eğilimler vardır. Bütün itkilerimiz, eğilimlerimiz iyi ve kötüyle bağlantı içindedir.
    FEL102U-ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik
     4
    Bundan dolayı Stoa filozofları ilkin insanın doğal yapısından gelen duygu ve duygulanımları incelemişlerdir. Duyguları, normal duygular ve anormal duygular olarak ikiye ayırmışlardır. İrkilme ve ürkme, utanma, pişmanlık duyma, doğadan, güzellikten sevinç duyma gibi duygulara normal duygular, haz ve acı, arzu ve korku gibi tutku özelliği gösteren duyguları da anormal duygular saymışlardır. Bedeni ve ruhuyla birlikte doğaya ait bir varlık olan insanın iç dünyasının, iç yaşamının birliğini kuran ve onu ayakta tutan şey düşünmesidir. İnsan, aklı ve düşünmesiyle kendini, eylemlerini yönetir. Varlığını korur ve sürdürür. İnsan, doğası bakımından akıllı ve düşünen varlıktır. Bu, ona eylemleri konusunda etik bir sorumluluk, etik bir ödev yüklemektedir. Kendindeki bu düşünme olanağını gerçekleştirmek onun ödevidir. Stoalılar dört temel erdem belirlemişlerdir: İyiyi kötüyü, doğruyu yanlışı ayırt etme bilgisi olan bilgelik (phronesis/{tq´ohvı ), “borçlu olunanı verme” bilgisi olan adalet (dikaiosyne/dılaıqvy´oh), yapılması gereken ile kaçınılması gerekeni ayırt etme bilgisi olan yiğitlik (andreia/ἀodtfı´a), kendini yenme ve ölçülü olma bilgisi olan ölçülülük (sophrosyne/vὠ{tvvy´oh). Stoalılara göre erdemler birbiriyle ilişkili ve bütünlük içindedir. Stoa Okulunda “iyi”nin ölçüsü, başka şeyden dolayı değil “yalnız kendisi için iyi olma”dır. Başka şeyden dolayı iyi olan bir şey, iyi değildir; başka şeyden dolayı kötü olan da kötü değildir. Eskiçağda hellenistik dönemde yer alan diğer önemli bir felsefe okulu Epikouros’un okuludur. Epikouros Demokritos’un geliştirdiği atomculuğa dayanarak benimsediği doğa anlayışından hareketle etik düşüncelerini ortaya koymuştur. Felsefenin amacını, insanın dinginliğe ve mutluluğa ulaşmasına yardımcı olmak olarak gören Epikouros, teorik araştırma olan doğa bilgisini bu amaca katkı verdiği oranda önemli bulur. Doğanın yapısı hakkında bilgi veren Fizik, doğayı tanımamızı sağlar ve mutlu olmamıza engel olan önyargılardan kurtulmamıza yardımcı olur. Mantık, doğru bilginin ölçüsünü vererek yanılgıya düşmemize engel olur. Etik ise bizi mutluluğa götürebilecek yolların neler olabileceğini söyler. Doğa bilgisi bizim ölüm korkusundan kurtulmamıza yardım eder. Varlık anlayışı bakımından atomculuğu benimsemiş olan Epikouros, ölümün bizim için “bir hiç” olduğunu; ölümle oluşan dağılma durumunda herhangi bir duyumlama olmayacağı için ölümle ilgili kaygının yersiz olduğunu belirtmiştir.  Mutlu ve huzurlu yaşamanın karşısındaki en büyük engeli ve onu aşma yolunu böyle belirleyen Epikouros da, Kyrene Okulu gibi, hazzın iyi olduğunu düşünür; iyi yaşam, mutlu yaşam için hazzı amaç olarak görür. Ancak, onun haz anlayışı Kyrene Okulunun anlayışından farklıdır. Epikouros’un hazdan anladığı şey acısızlık durumudur ve bunu şöyle ifade etmiştir: “Hazzın büyüklüğünün son sınırı, bütün acı veren şeylerin ortadan kalkmasıdır.
    Gerçekten  hazzın bulunduğu yerde ve onun bulunduğu sürece acının, tasanın ya da her ikisinin birden yeri yoktur.” Buna ek olarak hazza önem verirken hazdan anladığı şeyin ne olduğunu da şöyle dile getirmektedir: “Hazzın bizim için hayatın en üstün amacı olduğunu söylemekle ne sadece her şeyin tadını çıkarmak isteyen sefihlerin zevklerini, ne de maddi hazları söylemek istiyorum... Bizim için haz, beden alanında acı çekmemek, ruh alanında da hiçbir huzursuzluk duymamaktır.” Epikouros da Stoalılar gibi doğayı bilmenin, onu tanımanın iyi ve mutlu yaşam için önemli olduğunu düşünmüş ve etik görüşüne doğa bilgisini temel almıştır.
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    http://muhtesimturhan.yetkinblog.com
     
    ETİK Ünite 3: Eskiçağda Etik
    Sayfa başına dön 
    1 sayfadaki 1 sayfası
     Similar topics
    -
    » Ünite 4: 18. ve 19. Yüzyıllarda Etik
    »  Etik Nedir? ünite 1
    » Ünite 2 : Etik Tarihinde Ana Yaklaşımlar

    Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap verebilirsiniz
    .Sözüm Ona. :: SoSyoLoGLar SokaĞı-
    Yeni Başlık Gönder   Cevap GönderBuraya geçin: