Şu sıralar Arap dünyasında en çok anlatılan fıkra
Bir gün üç Arap ülkesi lideri bir uçakta gidiyorlarmış, bir tanesi diğerlerine hava atmak için demiş ki;
- Şimdi ben uçaktan bir çuval pirinç atsam halkım bana bir hafta dua eder.
Yanındaki lider söze karışmış;
- Ben bir çuval pirinç atsam halkım bana bir ay dua eder demiş.
Üçüncü lider de ben bir çuval pirinç atsam halkım bana bir yıl boyunca dua eder demiş.
Bütün bu konuşmaları duyan pilot dayanamamış, ben şimdi sizin üçünüzü de aşağı atsam bütün Arap dünyası bana ömürleri boyunca dua ederler demiş.
Gazze sonrası Arap dünyasının ruh haletini bu fıkra çok iyi özetliyor.
Gazze bizlere Arap dünyasındaki yönetim ile halk arasındaki kopukluğu bir kere daha gösterdi. Hatta bu kopukluğu daha bir derinleştirdi. 22 gün süren İsrail işgali esnasında bırakın bir şeyler yapmayı bir araya gelip kınayamadılar bile. Birlik kelimesi Arap Birliği Örgütü’nün sadece adında kaldı. Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa, `durumumuz kaos` diyerek konuyu özetledi.
Bu duruma en ilginç tepkiyi Kuveyt milletvekili Velid el Tabtabay, Arap Birliği merkezinin Kahire`den Venezuela`nın başkenti Caracas`a taşınmasını teklif ederek gösterdi. Çünkü hiçbir Arap ülkesinin yapamadığını Venezuela İsrail ile ilişkilerini keserek yapmıştı.
İsrail Gazze`yi yakmaya başladığı an aslında Gazze`yle beraber kendisine karşı durma cesareti gösteremeyen Arap yöneticilerini de yakmış oldu. Mısırlı Yazar Fehmi Hüveydi çok ilginç bir tespitte bulunuyor; ‘özellikle Gazze`deki bu destansı direniş, sabır ve sebatla devam etmesi durumunda Musa(as)`nın Asası gibi önüne çıkan her şeyi yutan güçlü bir güce dönüşebilir.’ Yani Ortadoğu’daki haktan kopuk yönetimleri sallayabilir. Her ne kadar Ortadoğu tarihinde yönetimlere karşı bir halk hareketi şimdiye kadar olmamış olsa da yönetim ile yönetilen arasındaki gerilim bir yerde patlayacaktır.
Arap liderlerinin Gazze konusunda İsrail’e karşı bir araya gelememesini nasıl yorumlamamız lazım? Niyetleri mi yok, yoksa muktedir mi değiller? Bence her ikisi de. Hamas mevcut Arap liderlerinin iş başından gitmeden İsrail probleminin çözülemeyeceğine inanıyor. Yukarıda anlattığım fıkradaki pilot gibi liderleri problemin kaynağı olarak görüyor. Bu durumda liderler de bir şeyler yapma konusunda ayaklarını sürüyorlar, yani niyetleri yok. Ama aynı zamanda muktedirde değiller. Gücünüzü ya halktan alacaksınız ya da bir yabancı güçten. Bunlar ikincisini tercih ediyorlar. Dolayısı ile elleri kolları da bağlı.
Gazze çok önemli bir gerçeği daha ortaya çıkardı. Katliam başladığı andan itibaren hem Türkiye’de hem Arap âleminde insanlar sokaklara döküldü. Yardımlar toplandı, gözyaşları akıtıldı, mitingler düzenlendi. Bursa’da, Diyarbakır’da, Kayseri’de, Şam’da, Yemen’de aynı nabız attı. Birbirinden koparılmış halklar yönetimlerinin tavırları farklı da olsa aynı duygu ve düşüncede bir araya geldiler. Bir vücudun parçaları olduklarını yeniden gördüler. Türkiye’den duyulan feryat Arap dünyasında büyük bir ilgi ve gözyaşları ile karşılandı.
Yıllarca Türk’e Arap düşmanlığı, Arap’a da Türk düşmanlığı pompalandığını düşünecek olursak bence bu altı çizilmesi gereken en önemli sonuçtur.
Osmanlının parçalanması ile birbirinden koparılmaya çalışılan, iktidar ve iktidarın medyası tarafından yıllarca manipüle edilen halklar siyaseten bölünmüş, farklı ülkelerin vatandaşları olsalar da halk bazında bu birlikteliği fark ettiler.
Türk Arabsız yaşamaz kim ki yaşar der delidir /Arabın, Türk ise hem sağ gözü hem sağ elidir/ Veriniz başbaşa; zira sonu hüsranı mübin/Ne hükümet kalıyor ortada, billahi ne din, demişti Mehmet Akif. Bu gerçeğin yeniden hissedilmeye başlanması çok ama çok önemli.
Erkam Tufan AYTAV / Haber 7
e.aytav@gyv.org.tr