Yattığı yeri beğen(me)di, öldü yorgunluğum; ‘Umut hiç bitmesin’ di, bitmedi...
Çok mu zamansız sustum dersin, oysa gidişinle boy ölçüşemezdi hiçbir ihanet!... Kent delirmek üzereymiş delirsin, ben bir köşede kanarım; senin gülüşün kirlenmeden... Ukdemin abartısı boşuna değil, hem senin için hadi bulsana beni on/lar/da da dengim değildir hayatına eş kıldıkların uğraşma; yoksa cümle cümle taşırlar mıydı beni sana... Kızılcık şerbeti mi sandın kan sızar yürekten yazıya, kan!... Islığımın ucu boş yine, suskunluğuma sarkıttığın sesler çürüdü anlaşılan; yahut hiç yoktular, olmadılar...
Görür gibiyim; libasında kıt duruyor gecenin saten hareli iç çekişlerin, acıyan yara mı yoksa tuz mudur kirlenen bilemeyiz, malum, her beyaz masum değildir aksa da...
Acılıyım ya, yıllar hep ardımdan geliyor yaş almaya devam ediyor hüzün, yaşlanmaya şiir... Payıma düşmeyenin(!) peşine düştükçe, düş yataklarında yüzümün yitip gidiyor gençliğim; kim bilir donuk şimdi hangi resimde Gülhane’deki yitirilmiş gülücük!...
yüküm kendimden ağır geceye, ve riyakar bir gülümsemeyle beliriyor burada güneş, doğan her yeni gün bir öncekinin aynı... Ölgün beklentilerle örülü hayatta kalma girişimlerim var üç sokak ötemde, belki yüzyıllardır aynı şarkıdayım, sesimden sökün artık şu şizofren geceyi!... maktul kentler çoğaldı karanlığıma ben ki bir mumum sadece, ışığıyla bitap...
Dağınık düşlerim, kentine yaslanan o yamaçta şimdi ıslaklığını gideriyor zamansız anıların, Ve sevgim acıyor hala bu kentin bir yerlerinde...
saklımdan sır kaçıran gözlerin hangi dilde susacak? Akıl karı değil kalmak gitmek yüreğin işi mi...?
(alıntı)
Misafir Misafir
Konu: Geri: Gitmeye Yakın Cuma Şub. 26, 2010 8:44 pm