Konu: Ziya Paşa Sözleri C.tesi Şub. 13, 2016 11:42 pm
İdrak-i maâlî bu küçük akla gerekmez. Zira bu terâzi o kadar sıkleti çekmez.
Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir (Nasihat ile uslanmayanı tekdir etmeli -azarlamalı- , tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir -dayaktır-)
Yaktı nice canlar o nezaketle tebessüm. Şîrin dahi kasd etmesi câna gülerektir.
İnsana sadakat yakışır görse de ikrah / Yardımcısıdır doğruların hazreti Allah
Zannetmeyin ki ben Amasya’da paşalık yaptım; Gördüğüm yetimleri babalık yaptım.
Sâdıkları tahkîr ile red kaaide oldu. Hırsızlara ikram ü inayet yeni çıktı.
Her şahs-ı harîmi Hak’a mahrem mi sanırsın. Her tac giyen çulsuzu Edhem mi sanırsın.
İkbâl için ahbabı siayet yeni çıktı Bilmez idik evvel bu dirayet yeni çıktı (Yüksek mevkilere erişebilmek için dostlarını çekiştirmek yeni çıktı; önceden bilmezdik, bu türden hüner ve beceri yeni çıktı.)
Erbab-ı kemali çekemez nakıs olanlar / Rencide olur dide-i huffaş ziyadan.
------------------- SÖZÜM ONA ----------------------
Afv ile mübeşşer midir eshâb-ı meratib;Kânun-i cezâ âcize mi hâs demektir
İç bade güzel sev var ise akl u şuurun Dünya var imiş ya ki yoğ olmuş ne umurun (Aklın ve bilincin varsa şarap iç, güzel sev; dünya varmış, yokmuş umrunda olmasın.)
Milyonla çalan mesned-i izzette ser-efrâz. Birkaç kuruşu mürtekibin câyi kürektir.
Ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde (Kişinin aynası işidir, lâfa bakılmaz; bir kişinin aklının seviyesi yaptığı işte görünür.)
İslâm imiş devlete pâ-bend-i terakki; Evvel yoğ idi işbu rivâyet yeni çıktı.
İncinmemek istersen eğer mülk-i fenada / Bir kimseyi incitmemeğe hasr-ı meram et
Bî-baht olanın bağına bir katresi düşmez Bârân yerine dürr ü güher yağsa semâdan (Gökyüzünden yağmur yerine inci ve mücevher yağsa talihsiz olanın bahçesine bir damlası bile düşmez.)
İster isen anlamak cihânı, öğrenmeli Avrupa lisânı. Bilmek gerek ordaki fünunu. Terk eyle taassub u cünûnu.
Bir katre içen çeşme-i pür-hûn-i fenâdan Başın alamaz bir dahi bârân-ı belâdan (Faniliğin kan dolu çeşmesinden bir yudum içen, bir daha başını belâ yağmurlarından kurtaramaz.)
Sirkat çoğalıp lâfz-ı sadakat modalandı. Nâmus tamâm oldu hamiyyet yeni çıktı.
Kalkın ey Fellah-ı Vatan dediler, kalktık; Herkes oturdu biz ayakta kaldık Bed-asla necâbet mi verir hiç üniforma Zer-dûz palan vursan eşek yine eşektir (Kötü asıllı -soysuz¬- birine üniforma soyluluk mu verir; eşeğe altın işlemeli semer vursan yine eşektir. )