“Fani dünya..ölüm gerçek..”
Ne kadar çok duymuşuzdur bu sözü, ne kadar çok amenna ve sadakna demişizdir peşinden.. Kaç kereler ağlamışızdır gidenlerin ardından, kaç kere dinlemişizdir ölümle biten kariyer hikayelerini, evlilik hayallerini, son bulan genç hikayeleri…
Ama hep başkalarının başına gelir, bilsek de kendimize pek de yakıştıramayız ölümü. Ebediyete namzet ruha, lezzetlerin zevklerin bitmesinden korkan asi nefse önüne çıkan bir sondan daha azap verici ne olabilir? Zevkler kadar acıların da sonsuz olduğunu sanan zavallı nefse, ölüm pek acı gelir..
Son mudur Ölüm? Sahi…Nedir Ölüm? nedir ki Ölüm?
Yolu tek yönlü ve hiçbir zaman kalkış saati belli olmayacak bir yolculuk… Gerçeğin başladığı andır ölüm..
Rabbim iyi ki ne zaman olacağını bildirmemiş bize, yoksa yaşamak pek de kolay olmazdı bunca çaresizlikle..Unutmak dahi bir nimet ancak arada bir ölümle ayrılanlar bize “başkası yalan” diyorlar..
Mezar ziyaretleri insanın aklını başına getiriyor, şehrin bir yanında hiç bitmeyecekmişçesine devam eden bir film..Bir yanında ölüm var, ayrılık muhakkak, hesap günü pek çetin diyen taşlar..
Merak ediyorum bazen, çok mu acı duyuyor insan ölürken? Nasıl bir ölümü tercih ederdim bana bırakılsaydı diye düşünüyorum.
Film biter, herkes ayağa kalkar, salonun kapısında gözleri ışıktan rahatsız olur, dışarıda devam eden hayatı görür ve kendine gelir.. bunun gibi birşey olsa gerek..
Yok diyorum kendime sonra.. Boşuna düşünüyorsun, yanlış noktaya odaklanıyorsun. Hz.Ömer’in sorgusunun dünya zamanıyla altı ay sürdüğünü öğrenince ölümden çok, sonrasından endişe etmelisin diyorum..
Tekrar düşünüyorum, nasıl bir ölüm olsa ki
ve daha da önemlisi, nasıl bir yaşam olsa ki, hesap biraz hafiflese..
Ölümün hep var hayat içinde..fark edilmiyor çoğu zaman..Her an ölen bir şeyler var, bedenimizde veya ruhumuzda…
Katil olmak da ölüm gibi, bazen farkında olmuyoruz.. Öldürüyoruz birilerini, yaşam sevinçlerini alıyoruz ellerinden, içlerine korkular hayal kırıklıkları salıyoruz…
Yoksa nedir ki ölüm? Çekip gitmek, ardında gözü yaşlılar bırakıp karışmak mıdır toprağa? Yoksa artık pişmanlıkların fayda vermediği geri dönülmez bir yol mudur ölüm?Yaşam mı daha önemlidir, ölüm mü? Hangisi daha acı vericidir?
Nedir ki ölüm, yaşamın zorluğu yanında? Ölüm Nedir ki?
alıntı