Bir kısım medya yazmış.
Hamas politikası yalnızlaştırmış Erdoğan’ı.
ABD’li yahudilerden mektup gelmiş. Türkiye’de İsrail karşıtlığı arttı diye endişelerini iletmişler.
Uyarıyor bizim gazetelerde. İşte bak olacağı buydu diye.
Akılları sıra Başbakan’ın Gazze için İsrail’e tepkisini eleştiriyorlar.
Uyarı mektubu geldi ya; “biz demiştik” havasına girmişler hemen...
Haberlerinin satır arasında mektup sahibi Yahudi lobilerinin ne kadar etkili olduklarını falan verip, göz korkutmaya çalışıyorlar.
Aha şimdi yandın Tayyip nidaları atıyorlar..
Geçmişte de Gazze ambargosunu görmezden gelmişti bunlar.
Hamas iktidarda diye çocuklar açlıktan ölmesini görmediler aylarca.
Ne zaman ki vahşet artık saklanmayacak duruma geldi, gazetelerinin en ücra köşelerinde küçük haberlerle geçiştirildi.
Daha önce de Filistin’i İsrail’in gözüyle göstermeye çalıştılar.
Bir dönem Kudüs gecesi düzenlenmesini bahane edip 28 Şubat’ı gerçekleştirdiler. (O günün bazı aktörleri şimdi Ergenekon tutuklusu olarak içerde.)
İsrail’e taş atan Filistinli çocukları oynadılar diye tiyatrocular DGM’lerde yargılandı.
Malum bazı medya çevreleri de onlara çanak tutmadı mı?
Şimdi Filistinli çocukların yüzlerine nasıl bakıyorlar. Yüzleri kızarmıyor mu?.
Başbakan’ı Hamas’ın sözcüsü olmakla suçluyorlar, araplardan bile daha fazla arap tepkisi veriyormuş.
Filistin için toplanan yardımlar üzerinde bile şaibe oluşturarak insanların kalplerinde vehimler yaratmaya çalışıyorlar. Onlara göre İsrail’e karşı savaşan Filistinliler “militan” yani.
yasadışı mücadele eden kişi.
Asıl şimdi yardım için eller daha ileri uzatılmalı.
Deniz Feneri, Kimse yok mu?, Cansuyu, İHH, Kızılay...
Şimdi birçok ilde Gazze’ye yardım geceleri, kermesler düzenleniyor.
Toplanan paralar Gazze’ye gönderiliyor.
Ama gelin görün ki, malum medyanın malum yazarları bunları da dert etmişler kendilerine.
İnsanların yardım duygusuna şaibe karıştırmaya çalışıyorlar.
Çünkü onlar, elindeki bileziği verenlerin duygusunu, cebinde harçlığı olmadığı için yardım zarfına aspirin koyan çocukları anlayamıyorlar.
Onlar mazluma yardımı bilmezler.
Onlar müslüman olmanın kardeş olmak anlamına geldiğini anlamazlar.
Kardeşlerin gerektiğinde herşeyini feda edebileceğini bilmezler.
Filistinli kız için binlerce km uzaktan nasıl gözyaşı döküldüğüne akıl sır erdiremezler.
Onlar mekanikleşmiştir.
Kudüs Geceleri sadece şeriatçı ayaklanmadır onlar için.
Ağlamak anlamsız gelir. Daha ciddi işler yapalım derler. Ama ellerini bile kımıldatmazlar.
Elleri şimdiye kadar hiç ceplerine gitmemiştir. Başkalarının da elleri gitmesin isterler.
Muhalefetlik kanlarına işler, ama bir çözüm yolu önermezler.
Hiçbir zaman bu medyanın haberlerinde Gazze kermesinin haberi yapılmaz. İnsanlara yardım için elinizi uzatın denmez.
Çünkü çevrelerinde hiç görmemişlerdir. Müslüman dünyasını anlamazlar. “Bana değmeyen yılan bin yaşasın” cümlesi hayatlarının özetidir.
Halbuki Müslüman’ın hayat felsefesini Filistinlilerin sık sık tekrarladığı şu cümlenin oluşturduğunu bilmezler.
“ Hasbunallah ve nim’el vekil”
“Allah bize yeter. O ne güzel vekildir..”
Onun dışında hiçbir korkusu yoktur müslümanın. İhtiyacı da yoktur. Bunu anlamak içinde bunu hayatına katmak gerekir.
Onun içindir ki tanklara karşı taş atmanın anlamını çözemezler.
Fosfor bombası ile yanan Filistinlinin zafer işareti yapması şaşırtır.
Umut yok, İsrail’e teslim olun derler.
Gözlerinde perdeler vardır. Bir değil binlerce kat.
Satır aralarında verirler mesajlarını.
Hamas’ı seçtiler olacağı buydu diyerek İsrail vahşetini bile gölgelemek isterler.
Hemen unuturlar.
Başkalarının da unutmasını isterler.
Ama Gazze unutulmaz.
Kudüs unutulmaz..
Bunu anlayamazlar..
Mehmet KIVANÇ / Haber 7
mehmet.kivanc@kanal7.com