Mesaj Sayısı : 330 Teşekkür Sayısı : 27 Kayıt tarihi : 17/11/08
Konu: Herkesin bir Mustafası vardır.. Salı Kas. 18, 2008 12:57 am
Sanatta, özellikle sinema ve edebiyatta böyledir yani; belli başlı eserleri kendi meşrebince filme aktaran-kaleme alan her yazar veya yönetmen, çalışmasının başına kendi adını ekler. Misal Marry Shelly'nin Frankenstein'ı olur. Yahut Kenneth Branagh'ın Hamlet'i filan vardır Zeffirelli'ninkinden farklı olarak.
Bu nedenle bir sinema filminden ziyade yapımı ve sponsorluğuyla tartışmaya açılan Mustafa filmi için 'Can Dündar'ın Mustafa'sı demek en doğrusudur. Ne ki, eğer Turkcell'e çakmak için bahane aranıyor olmasaydı, aynı grup içeriğinden dolayı Dündar'ı ipe gererek taşlardı o ayrı. Ancak Mustafa filmindeki Mustafa, Can Dündar'ın zihnindeki Mustafa'dır.
Kimseninkiyle örtüşmek zorunda filan da değildir.
Ne enteresandır, tam da bugünlerde bir başka ve esas Mustafa, Muhammed Mustafa (sas) ile ilgili bir sinema tartışması daha yaşanıyor.
Malum Çağrı filmi belki tüm zamanların en iyi İslamiyet ve İslam Peygamberi Hazreti Muhammed (sas) ile ilgili filmidir. Filmin değerinin yüksek oluşu, sadece benzersiz oluşu ve bu alanda yapılan sair çalışmaların teknik ve estetik olarak merhum Mustafa Akkad'ın (alın size başka bir Mustafa daha!) yanına bile yaklaşamamasından dolayı değildir. Bu kadar önemli ve İslam âlemi göz önüne alındığında, riskli bir konuyu muazzam bir şekilde çözmüş olan sinema dehasının, at koşturduğu estetik alanda işin tüm kurallarına harfiyen uyarak ortaya çıkardığı bir çalışma olmasıdır.
Çağrı filminin önemi nereden geliyor?
Bir sefer siz bana bir sinema filmi söyleyin ki, aslında anlattığı kişiyi hiç göstermiyor. Açıkçası bu inanılmaz derecede zor ve her babayiğidin çözebileceği bir müşkül değildir. Ancak Akkad muhteşem bir yönetim ve senaryo ile işi halletmiştir. Sonra aksiyon sahnelerinden müziğine, oyunculuktan kurguya kadar bir başyapıt vardır karşımızda. Ve hemen hiçbir konuda hemfikir olmayan İslam âleminin neredeyse tamamı Çağrı filminden memnundur ve her ülkede gösterimi yapılmış, alkışlanmıştır.
Belki bütün Müslümanların üzerinde mutabık kaldığı tek sanat eseridir Çağrı!
Şimdilerde Oscar Zoghbi isimli bir sinemacı (ki kendini Akkad'ın çalışma ekibindeymiş gibi göstermektedir. Birkaç Akkad yapımı olan Hallowen serisinde muhasebecilik yapmasından başka sinemayla alakası yoktur) "Akkad'ın çalışmasına saygı duyuyoruz; ancak sinema teknolojisi 1970'lerden bu yana çok gelişti. Bu yeni film, ilk filmin ana mesajlarını yenileyerek modern tekniklerle çekilecek." diyerek işe soyunmuş. Kimse kusura bakmasın ama bana ticari bir ucuz numaradan başka bir şey olarak görünmedi bu girişim. Kimse kimsenin elini tutmamakta, kimse kimsenin film yapmasını engellememektedir. Zoghbi isimli arkadaş oturur bir senaryo yazar ve Zoghbi'nin Çağrı'sı diye gösterime sokar. Filmi gerçekten başarılı ise herkes de alkışlar. Kalkıp da, 'Akkad'ın filmini yeniden çekiyoruz' ucuz ayak oyunu yapmanın alemi yoktur.
Zoghbi öyle de bizim zombiler farklı mı?
Doğan Grubu gazetelerinin çığırtkanlığının artık pek para etmemesi ayrı bir durum, Vatan ve Hürriyet'in meslekî "şantaj" örtüsü kaldırıldığında görülecektir ki, Mustafa filmindeki ******, Can Dündar'ın ******'üdür ve kimse de onaylamak zorunda değildir. Turkcell desteklemediyse ve filmi çok beğeniyorsa Doğan Grubu destekler olay biter.
Dündar için; yalnız, karamsar, alkolik ve hatta düpedüz inceden 'dinsiz' bir ****** vardır filminde. Belki bir başkası yazıp filme çekse; Meclis'i dua ile açan, minbere çıkıp hutbe veren, emperyalizme cihad ilan eden ****** karakteri çizecektir.
Hâsılı, herkesin bir Mustafa'sı vardır ve herkes kendi zihnindeki Mustafa'ya göre algılayıp filme alır geçmişi. Tıpkı herkesin bir meslek ahlakı ve etik anlayışı olduğu gibi... Film hakkındaki daha geniş bir tahlili Aksiyon dergisine bırakarak bitirelim yazıyı.