.Sözüm Ona.
OOO KİMLER GELMİŞ
TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Image-6F24_4B24C70E
Lütfen Giriş Yapınız,Yada Üye Olunuz!
Umarız Forumumuzda İyi vakit geçirirsiniz...


.Sözüm Ona.
OOO KİMLER GELMİŞ
TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Image-6F24_4B24C70E
Lütfen Giriş Yapınız,Yada Üye Olunuz!
Umarız Forumumuzda İyi vakit geçirirsiniz...


.Sözüm Ona.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

.Sözüm Ona.

.____ SÖZÜM ONA ____.
 
AnasayfaKapıGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapİLetiŞiM
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
En son konular
» Trabzonspor ADANADA puansız Kaldı
TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Icon_minitimeCuma Ekim 06, 2023 8:38 am tarafından Muhtesim

» Fırtına Adana'da Esemedi
TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Icon_minitimeCuma Ekim 06, 2023 8:36 am tarafından Muhtesim

» spartak trnava 1 - 2 Fenerbahçe
TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Icon_minitimePerş. Ekim 05, 2023 10:08 am tarafından Muhtesim

» Fenerbahçe 5 - 0 Rizespor
TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Icon_minitimePaz Ekim 01, 2023 8:41 am tarafından Muhtesim

» Adana Demirspor beşiktaşı farklı yendi
TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Icon_minitimeCuma Eyl. 29, 2023 7:25 am tarafından Muhtesim

» Makber Hafız Burhan
TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Icon_minitimeSalı Eyl. 26, 2023 9:40 am tarafından Muhtesim

» Emir Sultan Kümbeti ve Camii /ahlat /Bitlis
TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Icon_minitimePtsi Eyl. 25, 2023 7:54 am tarafından Muhtesim

» Selçuklu Mezarlığı / ahlat / Bitlis
TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Icon_minitimePtsi Eyl. 25, 2023 7:48 am tarafından Muhtesim

» Eski Mardin
TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Icon_minitimePtsi Eyl. 25, 2023 7:41 am tarafından Muhtesim

» Esenlik Köyü (ABRİ) CAMİİ /MUŞ
TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Icon_minitimePtsi Eyl. 25, 2023 7:35 am tarafından Muhtesim

En iyi yollayıcılar
Muhtesim
TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Vote_lcapTÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı I_voting_barTÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Vote_rcap 
berfin
TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Vote_lcapTÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı I_voting_barTÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Vote_rcap 
karanfil
TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Vote_lcapTÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı I_voting_barTÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Vote_rcap 
Necati
TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Vote_lcapTÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı I_voting_barTÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Vote_rcap 
hzn
TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Vote_lcapTÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı I_voting_barTÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Vote_rcap 
SusKun
TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Vote_lcapTÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı I_voting_barTÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Vote_rcap 
Aslı
TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Vote_lcapTÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı I_voting_barTÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Vote_rcap 
ela-gözlüm
TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Vote_lcapTÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı I_voting_barTÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Vote_rcap 
buket_07
TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Vote_lcapTÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı I_voting_barTÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Vote_rcap 
Şamil
TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Vote_lcapTÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı I_voting_barTÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Vote_rcap 
Anahtar-kelime
hatırla Dost muhtesim mutluluk 2022 SosyoLoji yalnızlık 2023 özgürlük şair belkide sevmek neden sıcak sarı zorunlu papatya değilim paint elveda kadın sevgi beden odun bahar yorumsuz
SAAT
NAMAZ ÖĞRENİYORUM
NAMAZ HABERLERİ
  SİTENE EKLE
SİTENE EKLE
Kur’an-i Kerim OgReN
www.baktube.tr.gg
sitene ekle
İstiklal Marşı
İSTİKLAL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Mehmet Akif Ersoy


GüNüN SöZü
Ads

    No ads available.



    Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder
     

     TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı

    Aşağa gitmek 
    YazarMesaj
    Muhtesim
    Admin
    Admin
    Muhtesim


    Ruh HaLi : TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Sessiz10
    Hangi ülkedensiniz : TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Turkey-1
    Mesaj Sayısı : 4379
    Nerden : istanbul
    Teşekkür Sayısı : 10146
    Kayıt tarihi : 30/10/08

    DoSt GüLLeRİ
    ŞİİRLERİM: 22

    TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Empty
    MesajKonu: TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı   TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı Icon_minitimePtsi Şub. 15, 2010 11:05 am

    TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı 385020100215095937996

    Güncel



    TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, Türkiye'nin biran önce demokratikleşme sürecine dönmesi gerektiğini belirtirken Org. Başbuğ'a Kopenhag kriterleri ile cevap verdi, İmam Hatip Lisesi gerçeğine dikkat çekti.





    Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, sadece Türkiye değil, tüm dünyada yaygınlaşan istihdamsız büyüme sürecinin yeniden tekrarlanma ihtimaline karşı iş gücü piyasalarına esneklik sağlamanın tek çare gibi gözüktüğünü bildirdi.
    Boyner, bazı TÜSİAD Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte düzenlediği 2010-2011 faaliyet programına ilişkin basın toplantısında yaptığı konuşmada, küresel krize değinerek, krizin 2009 son çeyreğinde dip olarak tanımlanabilecek bölümünün artık aşıldığının düşünüldüğünü söyledi.
    Krizin nedenlerine işaret eden Boyner, krizde finansal düzenlemelerin, aslında ''finansal düzenlememelerin'' de etkisi olduğunu, bu düzenlemelerin küreselleşmenin hızına ayak uyduramadığını kaydetti.
    G-7'nin dünya ekonomisindeki etkinliğinin hızla azaldığını ve bu sürecin krizle birlikte daha da yukarı çıktığını belirten Boyner, G-20'nin payının ise sürekli arttığını, hatta bu olgunun artık dünya ekonomisi ve siyasetinde referans noktası haline gelmeye başladığını vurguladı.
    Önümüzdeki dönemde yeni küresel düzenleyicilerle tanışmanın söz konusu olacağının altını çizen Boyner, krizin en önemli etkisinin 80'lerden itibaren yegane model olarak kabul edilen piyasa yaklaşımında ciddi tereddütleri doğurması olduğunu söyledi.
    Bundan sonra finansmana erişim imkanlarının zorlaşmasının kuvvetle muhtemel olduğuna dikkati çeken Boyner, risk alma davranışları geri gelene kadar daha az borçlanma ve daha çok özkaynak kullanan yeni iş modellerinin geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.
    -''İHRACAT VE DOĞRUDAN YATIRIMLAR AÇISINDAN BÜYÜK BEKLENTİLER OLMAYACAK''-
    Türkiye'de finansal piyasalar derinleşmezse özellikle küçük ve orta boy işletmelerin bazı zorluklar yaşayabileceğine işaret eden Boyner, finansal piyasaların derinleşmesinin şart olduğunu, ancak reel sektörün de daha sağlıklı yapıya kavuşması gerektiğini vurguladı.
    Ümit Boyner, Türkiye'de küçük ve orta boy işletmelerin, büyük kısmı kayıt dışı olmak üzere, istihdamın yüzde 65'ini, üretilen katma değerin ise yüzde 10'unu ürettiğini hatırlatarak, söz konusu işletmelerin sürdürülebilir büyüme modelinde paylarının artması için birtakım yönlendirmeler yapılması gerektiğini belirtti.
    Finansman imkanlarının kısıtlı kalmasının kriz sonrası dünya ekonomisinin büyüme hızını sınırlayacağına dikkati çeken Boyner, bunun Türkiye'nin ekonomik ilişkilerinde yüzde 50'den fazla payı olan AB için de aynı olduğunu ifade etti.
    Boyner, ''Bir başka ifadeyle büyümeye başlasak da ihracat ve doğrudan yatırımlar açısından çok yüksek beklentilerin olmayacağı bir dönemi yaşamak durumundayız'' dedi.
    Dünyada sağlanan destek paketlerinin borç stoku, bütçe açıkları ve enflasyon üzerinde etkilerinin olacağına işaret eden Boyner, ''Merkez bankaları muslukları açtılar, faizleri düşürdüler. Buradan çıkış, yeni artçı şokların potansiyel yüksek maliyeti nedeniyle makul ve yavaş olmak zorunda'' diye konuştu.
    -''BRIC, İKTİSADİ DENGELERİ ALTÜST EDECEK BOYUTTA''-
    BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) ülkelerine de değinen Boyner, bu ülkelerin çok ciddi büyüme iştahıyla hareket ettiklerini, bunun iklim değişikliği, enerji arz güvenliği ve küresel gelir dağılımı bağlamında iktisadi dengeleri altüst edecek boyutta olduğunu söyledi.
    Ümit Boyner, sözlerini şöyle sürdürdü:
    ''G-20'nin artık bir iktisadi örgüt olmaktan çok, bir düzenleyici olarak küresel sistemik kararları alması gereken bir yapıya kavuşması ihtiyacından bahsediyorum. BRIC'in büyüme performansı dünyada fiyatlar üzerinde etkili olacak. Bu gelişmeler, bizim için enflasyon baskısı ve cari işlemler açısından ciddi risk demektir. Bu da Türkiye'nin enerji arz güvenliğini sağlamak, tarım sektörünü modernize ederek verimlilik artışı elde etme zorunluluğunu ortaya koyuyor.
    Daralan kar marjları, yavaşlayan büyüme, azalan finansman imkanları, artan girdi fiyatları ve iklim değişikliği senaryolarına uyma çabaları, tüm dünyada işsizlikle mücadele açısından da riskler içermekte. Sadece Türkiye değil, tüm dünyada yaygınlaşan istihdamsız büyüme sürecinin yeniden tekrarlanma ihtimaline karşı işgücü piyasalarına esneklik sağlamak tek çare gibi gözüküyor.''
    -''OBAMA YÖNETİMİ...''-
    TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Boyner, mesleklendirme çabalarının da yoğunlaştırılması gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
    ''Küresel dağılıma, oldukça hareketlenmiş dünya siyaset arka planı üstüne geldi. Vaatlerini yerine getirme konusunda ciddi problemlerle karşı karşıya kalan ve tüm dünya için önemli umut kapısı gibi gözüken Obama yönetimi, hem küresel krizle mücadele etmek zorunda hem piyasa ekonomisi ve liberal ekonomi anlayışından feragat etmemek durumunda hem de 11 Eylül sendromundan çıkışı doğru yönetmek zorunda. Her üçü de dünya için çok önemli, her üçü de bugün için biraz sallantıda görünüyor. Irak seçimleri sonrası gelişmelere yönelik umutlarımızı koruyoruz. Ancak ABD sonrası Irak için endişeler aynı olumlulukta değil, ki biliyoruz Irak'ta olumlu sonuçlar Afganistan için olumlu bir sürecin başlangıcı olabilir. Tüm bunlar neyi etkiliyor? Dünyanın içinde bulunduğu enerji denklemini... Bugünün, aslında yeni dönemin soğuk savaşı, bir yerde enerji denklemi...''
    Boyner, Türkiye'nin içinde bulunduğu enerji koridorlarına işaret ederek, Türkiye'nin bölgesinde konumunu fırsata çevirebilmesi gerektiğini vurguladı.
    AB konusuna da değinen Boyner, ''Tek Avrupa hedefine yönelik iddialı modeline sabırla ilerleyen, ancak iç problemlerini aşmakta ve ekonomik entegrasyonu tam anlamıyla sağlamakta dönemsel problemler yaşayan AB... AB'nin küresel bir rekabet gücüne ulaşması ve bölgesel gücünün tescil edilmesi için, ancak Türkiye'nin AB üyeliğine kavuşması gerekiyor'' dedi.
    TÜRKİYE'NİN KATSAYI SORUNU
    Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, ''Eğitimin her alt başlığı ile yakından ilgilenmiş, çalışmış ve kaynak ayırmış bir kurum olarak, bugünkü katsayı problemi tartışmasını son derece sığ bir tartışma olarak görüyoruz'' dedi.
    Boyner, bazı TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyeleriyle birlikte düzenlediği 2010-2011 faaliyet programına ilişkin basın toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin en önemli sosyal probleminin eğitim olduğunu kaydetti.
    Meslek erbabı yetiştirilemediğini, genç işsiz oranının yüzde 30'lara yakın olduğunu dile getiren Boyner, aslında yaşanılan demokrasi açığı probleminin temelinde de eğitimsizliğin yattığını söyledi.
    Salt kültürel zenginlikle, tarihi mirasla 21. yüzyılın problemlerinin aşılamayacağını, toplumu bir yere getirmenin mümkün olmadığını vurgulayan Boyner, şöyle devam etti:
    ''Eğitimin her alt başlığı ile yakından ilgilenmiş, çalışmış ve kaynak ayırmış bir kurum olarak, bugünkü katsayı problemi tartışmasını da son derece sığ bir tartışma olarak görüyoruz. İmam hatip okulları konusunda siyasi kamplara ayrılmış taraflar arasında sığ bir tartışma... Meslek okullarına katsayı uygulaması Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK'ün ortak çözmesi gereken bir konu. Son derece teknik bir konu.''
    Eğitim, eğitim sisteminin istihdam edinme ilişkisinin, değerlendirilmesi gereken ayrı bir konu olduğunu vurgulayan Boyner, kendilerinin de konuya o perspektiften bakmak istediklerini, özellikle istihdam temeline duyarlı eğitim ve meslek eğitimi olayıyla ilgilendiklerini bildirdi.
    Boyner, istihdamın artması, nitelikli meslek erbabı yetiştirebilmek için de konunun genelinin bu olması gerektiğine inandıklarını belirtti. Son 5 senedir Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte bazı projelerde yer aldıklarını hatırlatan Boyner, şunları kaydetti:
    ''Ancak sanayide ve hizmetlerde durum aynı. Kurumlarda istihdam ettiğiniz insanları yeniden mesleki eğitime tabi tutmak durumunda kalıyoruz. Üstelik meslek liselerinde yetiştirdiğimiz öğrencilerin genel liseye göre maliyeti yüzde 30-60 oranında daha yüksek. Meslek okulları, Türkiye gibi hala genç ve büyüyen nüfusa sahip bir ülkede gençleri istihdama kazandırabilmek, iş ve aş sağlayabilmek için daha rasyonel ve ekonomik boyutu olan tartışmaların içinde ele alınmak zorundadır.''
    İMAM HATİP OKULLARI MESLEKİ LİSE Mİ
    ''İmam hatip okulları, meslek lisesi tanımına giriyor mu?'', ''İmam hatip liselerini çocukları için tercih eden ailelere örgün eğitim içinde bir düzenleme yapılabilir mi?'' bu soruların tartışılması gerektiğini vurgulayan Boyner, şöyle devam etti:
    ''Biz TÜSİAD olarak son noktayı koyma durumunda değiliz. Zira bu konunun ciddi sosyolojik nedenleri olduğunu, yeteri kadar tartışılmadığını, siyasi ve toplumsal anlamsız bir kamplaşma yarattığını, o nedenle eğitimciler, eğitim STK'ları hatta veliler tarafından tartışılması gerektiğine inanıyoruz. Bugün imam hatip okullarına giden kız öğrenciler imam olmuyorlar. Mezunlarının çoğu imam olmuyorsa ailelerin çocuklarını bu okullara meslek sahibi olsunlar diye yönlendirdiklerini söylemek çok ciddi genelleme olur. Hal böyle iken imam hatip liseleri konusunu meslek eğitimi, istihdam düzenlemeleri dışında tartışmak gerekmiyor mu? Bu durumu görmezden gelemeyiz. Bu çok uzun tartışılması gereken bir konu. Biz diyoruz ki Türkiye'nin büyüme ve istihdam yaratma ihtiyacı paralelinde nitelikli gençlere ihtiyacı var ve olmaya devam edecek. Meslek eğitiminin temeli bu ihtiyaca cevap vermek olmalıdır.''
    -ASKER VE SİVİL İLİŞKİSİ-
    Asker ve sivil ilişkisi konusuna da değinen Ümit Boyner, Türkiye'nin, demokrasi açığı olan, ancak bu açığı Avrupa Birliği üyelik sürecinde 99 Helsinki Zirvesi sonrasında azaltmaya başlamış bir ülke olduğunu kaydetti.
    Asker-sivil ilişkilerinin Kopenhag Siyasi Kriterleri çerçevesinde 2000-2005 döneminde görünürde çok önemli bir zedeleme yaratmadan ilerleme gösterdiğini dile getiren Boyner, Kopenhag kriterlerinin aslında önemli bir referans ve bütünlüğü olan bir süreç olduğunu söyledi.
    2005 sonrası demokratikleşme sürecinde bütünlüğün kaybedilmeye başlandığını kaydeden Boyner, ''Daha yüksek bir demokrasi standardını kim istemez? Aslında tüm toplum kesimleri için daha yüksek bir yaşam standardı kuracağı kesin olan demokratikleşme süreci, sivil toplumun da bir tartışma konusu olmuştur. Daha fazla hak ve özgürlük, bunu vatandaşın istememesi mümkün mü? Demokratikleşme sürecine mutlaka geri dönmeliyiz'' diye konuştu.
    TÜSİAD'ın 13 yıl önce hazırladığı Demokratikleşme Raporunda Türkiye'nin sivilleşme alanında önemli sorunlarının olduğunu yazıldığını anımsatan Boyner, şöyle devam etti:
    ''Geçen zaman zarfında hukuk alanında, Milli Güvenlik Kurulu'nun yapısının değişimi gibi bazı adımlar atıldığını biliyoruz. Ancak gelişmiş demokratik standartlarda eksikliğimiz var. Demokrasilerde silahlı kuvvetlerin rolü belli. Sivil hükümetlerin ve kamu kurumlarının rolleri de belli. Bu rolün dışında bir tutum ve tavır, çoğulcu parlamenter demokrasilerde anlayış ile karşılanmaz. Bunun hiçbir açıklaması yapılamaz. Böyle bir düzenleme var ise bununla ilgili girişim hemen yapılır ve düzeltilir. Bunun da tartışması olmaz. Hukuk devleti, hiçbir kişi veya kuruma mutlak bir dokunulmazlığın sağlanmadığı bir düzendir. Demokratik bir toplumda kurumundan bağımsız olarak, tüm kamu görevlileri de her türlü eyleminden ötürü gereğinde yargı önünde hesap verebilirler. Türkiye'de demokrasinin sivilleşmesi askeri bürokrasinin, bürokrasimizin tüm kesimleri gibi siyasal otoriteye tabi olmasını ve kamu yönetiminde gerçekleştirilen iş bölümü gereği ulusal savunma görevini yerine getirmek üzere düzenlenmesini gerektiriyor.''
    -ERGENEKON DAVASI-
    Ümit Boyner, Ergenekon Davasına da dikkati çekerek, davanın kamuoyunun tüm kesimlerine malolduğunu kaydetti.
    Davanın çok yavaş ilerlediğini, bu tip davalarda yargı odaklarının hak ihlallerine karşı olağanüstü dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Boyner, ''Sürecin süratle yürütülmesi için soruşturmayı yürüten birimlere kaynak ve kadro desteği sağlanmalıdır. Ayrıca tüm siyasi kesimler yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına gölge düşürebilecek açıklamalardan kaçınmalıdır'' dedi.
    Demokratikleşme sürecine de değinen Boyner, şunları ifade etti:
    ''Bütünlük içinde kapsayıcı ve önceliklendirilmiş bir demokrasi paketi artık tartışmaya açılmalıdır. Demokratikleşme süreci bir siyasi fizibilite aracı değildir. Yani kısmi bir yasal düzenleme veya seçim kampanyalarında kullanılabilecek bir propaganda aracından bahsetmiyoruz. Tüm kesimlerin ve vatandaşların kazanacağı bir bekleyişten bahsediyoruz. Demokratikleşme atılımlarını hiçbir partimizin kategorik olarak reddedebileceklerini düşünmüyoruz, böyle bir varsayımı yapmayı bile istemeyiz. Dolayısıyla demokratikleşme paketini en iyi uzlaşı anlayışı ile ve sabırla toplum kesimleriyle paylaşmak gerekiyor.''
    -TEKEL İŞÇİLERİ-
    Konuşmasında Tekel işçileri sorununa da işaret eden Boyner, ''Sizleri tatmin edebilecek bir cevap verebileceğimi zannetmiyorum'' dedi.
    Bu konuda kendi aralarında da uzun zamandır tartıştıklarını belirten Boyner, şunları söyledi:
    ''2008 Şubatından beri süregelen son derece karmaşıklaşmış, tarafları birbirinden koparmış... Şu anda bu noktada bir siyah veya beyaz alan yok. Son derece gri bir alan içinde tarafların anlaşmaya varması gerekiyor. Bu noktada bir taraf alabileceğimizi düşünmüyorum. Ancak ümidimiz tarafların mümkün olduğu kadar sosyal sorunları, sosyal kayıpları az olacak şekilde ve rasyonel bir bütünlük içinde anlaşmaya varmaları.''
    Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, ''Türkiye'de 2010 yılında demokrasinin temellerinin güçlendirilmesi ve siyasi reformların yaygınlaştırılması için öncelikli konu anayasa reformudur'' dedi.
    Boyner, bazı TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyeleriyle birlikte düzenlediği 2010-2011 faaliyet programına ilişkin basın toplantısında yaptığı konuşmada, birçok konuda gerçekleştirilen yapısal reformlarla Türkiye'nin çok önemli yol kat ettiğini söyledi.
    Boyner, özellikle 2002-2007 döneminde para ve maliye politikalarında başarılar elde edildiğini ve bu kazanımların son krizin çok daha kötü sonuçlanmasını engellediğini belirtti.
    Önlerindeki en önemli kısa vadeli önceliğin bir an önce yeniden hızlı büyüme sürecine dönmek olduğunu ifade eden Boyner, ''Dünya ve özellikle AB bölgesinin düzelmesiyle tedrici büyüme sürecine zaten girmiş bulunuyoruz. Ama önemli olan bu büyümeyi yüksek ve uzun vadeli tutabilmek. Üç senaryo içinde, iyimser senaryoda, Türkiye 2010 yılında yüzde ancak 5,9 büyüyebiliyor. Bu bizim şu anda yaşadığımız istihdam problemi için yeterli bir büyüme hızı değil'' diye konuştu.
    Boyner, merkezi bütçe dengesinin alarm verdiğini, orada ciddi bir yükselme olduğunu, bunun da kamu maliyesi adına birtakım önlemler alınması gerektiğini ortaya koyduğunu vurguladı.
    Boyner, makroekonomide kazanılanların mikroekonomi ile daha verimli hale getirilebileceğine inandıklarını kaydetti.
    -''UZUN DÖNEME YÖNELİK POLİTİKA GELİŞTİRMEK DURUMUNDAYIZ''-
    Arzu ettikleri Türkiye'nin, refah toplumunun en önemli şartının toplam faktör verimliliğine dayalı bir büyüme olduğunu söyleyen Boyner, ithalat bağımlılığını artıran bir büyüme sürecine geçildiğini, bunun, şartların aynı kalması durumunda, cari işlemler açığı yaratacağını belirtti.
    Ümit Boyner, ''AB süreci bizce nedensiz Gümrük Birliği tartışmalarına rağmen çok somut aşamalara ulaştı. Ancak uzun dönemi görmek, uzun döneme yönelik politika geliştirmek durumundayız'' diye konuştu.
    Boyner, sürdürülebilir büyümenin kısa dönemli politika tercihleriyle elde edilemediğini, birkaç yılda elde edilen kalitesiz büyümenin hızla kaybolduğunu, ortaya çıkan işsizliğin giderek yapısallık arz ettiğini ifade etti.
    -''BU GERÇEKTEN BİZE YAKIŞMIYOR''-
    ''Siyasi dalgalanmaya'' da değinen Ümit Boyner, şunları kaydetti:
    ''Siyasi başarının tek ölçütü var, huzurlu, mutlu, umutlu bir toplum yaratabilmek. Bugün içinden geçtiğimiz kutuplaşma, diyalogsuzluk, Meclis'te canlı olarak izlediğimiz seviyesiz tartışmalar, rahatsız edici bir siyasi polemik, siyasal sisteme müdahale iddiaları, 'bildiklerimizi anlatırız' tehditleri, adil yargılanma sürecinde yaşadığımız vicdan hesaplaşmaları... Bu gerçekten bize yakışmıyor. Böyle bir arka plan önünde sanayi politikasından bahsetmek, sürdürülebilir büyümeden bahsetmek, yapısal işsizlikle mücadeleden bahsetmek biraz zor oluyor. Gündemin gerçek önceliklere dönmesi lazım. Huzur olmayan bir ortamda refahtan bahsetmek çok mümkün değil. Bu tür kavgaları 1990'lı yıllara gömdük diye düşünüyorduk. Ama problem dönemsel değil daha çok yapısal nitelikte.''
    Bu nedenle 2010 programlarında tüm refah açılımlarının önünde duran sığ demokrasi ve kalitesiz siyasi gündem konularına değindiklerini anlatan Boyner, ''Buraya biz ileriye umutla ve inanarak bakmak için geldik. Türkiye'nin geleceğine inanıyoruz, potansiyeline ve kendimize güveniyoruz. İstihdam yaratan biziz, sorumluluk kamunun olduğu kadar bizim de'' şeklinde konuştu.
    -''TEMEL KONU YÜKSEK VE SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME SÜRECİNE GİRMEK''-
    TÜSİAD'ın 2010-2011 faaliyet programı hakkında da bilgi veren Boyner, faaliyet programının girişimcilikten, iklim değişikliğine kadar 15 ana temel konuyu içerdiğini belirtti.
    Yatay konuları ''Sürdürülebilir büyüme; verimlilik tabanlı büyüme'', ''Demokratik standartların yükseltilmesi / siyasi reformlar'', ''AB uyum süreci'' ve ''Dış siyasi ve ekonomik ilişkiler'' olarak 4'e böldüklerine işaret eden Boyner, temel konunun yüksek ve sürdürülebilir büyüme sürecine girmek olduğunu vurguladı.
    Boyner, TÜSİAD'ın 2010'da başlıca çalışmalarının başında, istihdam yaratma, işsizlikle mücadele, işgücü piyasasında katkıların giderilmesi, vergi politikası ve kayıt dışı ile mücadele, mali uyum politikasına dönüş ve enflasyon riskinin bertaraf edilmesi, kısa vadede büyümenin dış finansman ihtiyacı, cari işlemler açığı problemi, enerji piyasasının liberalleştirilmesi, enerji boru hatları politiği ve enerji arz güvenliğinin geldiğini belirtti.
    Yeni bir vergi sistemi tasarımına kadar çeşitli konuları ele alacaklarını vurgulayan Boyner, kamu harcama reformu konferansı gerçekleştireceklerini ifade ederek, ''Kamu harcamalarının takibi konusunda ciddi kültürümüz olduğunu düşünmüyorum. Bu çalışmaları önemsiyoruz'' dedi.
    Ümit Boyner, nisan ayında demografik gelişmenin işgücü, sosyal güvenlik, eğitim ve sağlık boyutlarıyla ilgili bir rapor açıklayacaklarını da söyledi.
    -SİYASİ REFORMLAR-
    Demokratik standartların yükseltilmesi ve siyasi reformlarla ilgili olarak da Boyner, şunları kaydetti:
    ''Türkiye'de 2010 yılında demokrasinin temellerinin güçlendirilmesi ve siyasi reformların yaygınlaştırılması için öncelikli konu anayasa reformudur. 1982 Anayasası askeri darbe sonucu yapılmış ve hazırlanışı sırasında çoğulculuğa yer verilmemiş, o nedenle de halk tarafından sahiplenilmemiştir. 30 yıl boyunca anayasada daha özgürlükçü bir anlayışla değişiklik yapılsa bile metnin otoriter yapısı değişmemiştir. Yeni bir anayasaya ihtiyaca rağmen özellikle son 3 yılda partiler arasında bu konuda bir gerginlik kaynağı olmuş ve uzlaşma sağlanmamıştır. TÜSİAD bu süreçte yeni anayasa gereğini sık sık gündeme getirdi. Hem de yeni bir anayasayı çoğulcu bir süreçle hazırlayacak mekanizmayı önerdi. Bu noktada anayasa reformu konusundaki görüşlerimizi muhafaza ettiğimiz gibi bunu genişleterek, Türkiye için kalıcı demokratikleşmeyi sağlayacağına inandığımız 10. demokrasi paketini çalışmaya başladık.
    TÜSİAD olarak biz anayasada kuvvetler ayrılığı ilkesinin geçerli olduğu, kontrol ve denge mekanizmalarının işlediği çoğulcu, parlamenter bir demokrasi görmek isteriz. Böyle bir parlamenter demokrasinin oluşturulması siyasi partiler mevzuatından cumhurbaşkanının yetkilerine, ordunun demokrasilerdeki yerine varıncaya dek geniş bir alanı kapsayan toplu bir sistem tasarımı olmasına bağlıdır. Anayasada Avrupa insan hakları sözleşmesine uygun bir temel hak ve özgürlükler rejimi kurulmasını sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır. Ayrıca ilerleme sadece mevzuat düzeyinde kalmamalı, uygulamaya yansıtacak insan haklarının güvencesi olacak mekanizmalarla desteklenmelidir.''
    -''YARGI BAĞIMSIZLIĞI VE TARAFSIZLIĞI GÜÇLENDİRİLMELİDİR''-
    Demokrasi paketinin vazgeçilmez unsurlarından birinin hukuk devleti olacağını söyleyen Boyner, devletin tüm eylem ve işlemlerinin yargısal denetime tabi olduğu, dokunulmazlıklara, ayrıcalıklara yer vermeyen bir anayasal çerçeve oluşturulması gerektiğini belirtti.
    Ümit Boyner, şunları kaydetti:
    ''Mutlaka yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı güçlendirilmelidir. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yürütmenin etkisinde olmamalı, halkın güvencesi sağlanmalıdır. Özünde vatandaşla devlet ilişkisini yeniden düzenleyen, vatandaşını öne koyan, vatandaşının etnik ve dini kimliği, inancı ne olursa olsun yeni bir sosyal kontrattan bahsediyoruz. Devlet kürt vatandaşları ile barışmalıdır, devlet alevi vatandaşları ile barışmalıdır. Devletin vatandaşına küsme hakkı yoktur. Anayasa reformunu da kapsayan demokrasi paketinin beraberinde, hatta öncesinde yapılması gereken seçim sistemi ve siyasi partiler mevzuatında reformun gerçekleştirilmesidir. Yüzde 10'luk ülke barajı çağdaş dünyada tek örneği olmayan bir uygulamadır. Bir tek Türkiye'de var. Türkiye'de temsili demokrasinin, yeni anayasanın önünde ciddi bir engeldir. Partilerin iç işleyişlerinin demokratik olmaması, liderlik hakimiyetinin geçerliliği, seçmenlerine kapalı çalışması demokrasimiz adına sorundur. Kendi içinde demokratik işleyişi sağlayamayan siyasi partilerin ülkede demokrasiyi kurması olanaksızdır. 2011 yılında yapılacak seçim, yüzde 10 barajı ve sadece genel merkezin iradesine bağlı aday belirleme yöntemiyle yapılmamalı. Bu reform 2015'e bırakılmamalıdır.''
    AB uyum sürecinde yapılması gereken belli yapısal reformlar olduğuna işaret eden Boyner, Kıbrıs konusunda Türkiye'nin referandumlarla çok haklı bir yere varmasına rağmen son zamanlarda Rum lobisinin daha etkin olduğunu söyledi.
    Boyner, ''Hava ve deniz limanları konusunda kırmızı çizgi politikasını daha cüretkar ve diğer komşularımızla uyguladığımız sıfır sorun anlayışıyla ele alarak daha proaktif bir noktada ilerleyebiliriz. Geçici olarak limanların açılmasının getirisi ve sakıncalarını çok daha iyi analiz etmeliyiz'' dedi.
    Daha etkili uluslararası iletişim politikalarına ihtiyaç olduğunu söyleyen Boyner, Avrupa parlamentosunun Lizbon anlaşmasıyla sistem içinde çok ciddi güç kazandığını, TÜSİAD olarak iletişim konusunda 2004'ten beri çalıştıklarını, bu çalışmaları Avrupa'lı parlamenterler ve seçmenleri hedef alarak daha da hızlandıracaklarını ifade etti.
    Boyner, ''Komisyon raporları artık küresel gündemde AB'ye dış ticaret, güvenlik, bilgi toplumu, enerji alanlarına, Türkiye'de de bu konularda beklenen katkılarına odaklanmalı. Biraz bizim raporlarımız çağ dışı ve gündem dışı kalıyor. Bizim de bu konuda faaliyetlerimizi artırmamız gerekiyor'' diye konuştu.
    Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, IMF konusunun içi boşaltılmış siyasi tartışma haline geldiğini belirterek, ''Hükümetten bu konuda biz de çok karışık sinyaller alıyoruz. Çok açık olduklarını söyleyemeyeceğim'' dedi.
    Boyner, bazı yönetim kurulu üyeleriyle düzenlediği basın toplantısında soruları yanıtlarken, IMF konusundaki sorular üzerine, burada sorunun kısa dönemli finansman açığını Türkiye'nin nasıl sağlayacağı konusu olduğunu söyledi.
    Ümit Boyner, şöyle devam etti:
    ''Bu, içi boşaltılmış siyasi tartışma haline geldi. İyimser senaryoda aslında IMF düşünmedik ama bu açığı gidermek için bir kaynak bulunabileceğini varsayıyoruz. Hükümetten bu konuda biz de çok karışık sinyaller alıyoruz. Çok açık olduklarını söyleyemeyeceğim. Ayrıca zaman zaman hükümetin farklı üyelerinden farklı mesajlar gelebiliyor. Aslında ekonomi yönetiminin çok önemli bir boyutu da iletişim. Çünkü ekonomi biraz da beklentilerin yönetilmesidir. İnşallah sayın Bakan ile ay sonunda görüşeceğiz. Bu konuda hükümetten biraz daha tutarlı söylem duymak istiyoruz. Bu bir itibar veya siyasi nokta olmaktan çıkmalı. Gerçekten kısa vadede dış açığın finansmanı önemli konudur. Bunun bir şekilde giderilmesi hükümetin görevidir diye düşünüyorum.''
    Boyner, ''asker-sivil tartışmalarına'' ilişkin bir soru üzerine, ''Çoğulcu parlamenter demokrasilerde askeri bürokrasi de siyasi denetimin altında olmak durumundadır'' dedi.
    -ANAYASA TARTIŞMALARI-
    Anayasa konusundaki tartışmalar ve yaklaşımlara ilişkin soruları da Boyner, şöyle yanıtladı:
    ''Anayasa çalışmasına başlamak için hiçbir zaman geç değil. Çünkü bu bir süreç olacak. Özellikle bu toplumsal uzlaşma merkezi yapılacaksa belli bir zaman vermek zorundayız. Burada siyasi niyeti, iradeyi ortaya koymak lazım. Şunu görüyorum; ne yaparsak yapalım, ayağımıza takılan anayasa var. Herkes anayasanın aynı şekilde mi değişmesini istiyor? Burada bir uzlaşma oluşturmamız gerekir. Biz o yüzden barajı gündeme getiriyoruz. Diyoruz ki, madem uzlaşma içinde bir anayasa yapılmak durumunda, zemin ve uzlaşma ortamında yapılması için zaten çok ciddi anlamda temsili yüksek bir meclis seçmek zorundayız. Bu da barajlarla mümkün değil. 2002'de seçmenin yüzde 35'inin tercihi, yanlış hatırlamıyorsam, dışarıda kaldı. Böyle bir parlamento ile demokratikleşmeye gidemezsiniz. Bu demokratik bir parlamenter sistemi göstermez. Sayın Başbakanımızın bu konuda duyarlı olduğunu tahmin ediyorum. 'Türkiye hazır değil veya istikrar sağlamıyor' bu biraz kolaya kaçış... Bu 'Türkiye demokrasiye hazır değil' söylemiyle aynı yere geliyor. Biraz da halkımıza, seçmenimize güvenmeyi öğrenmek zorundayız. Niçin benim görüşüm meclisin dışında kalsın? Bunu istemek hakkımız diye düşünüyorum ve bu isteği çok doğal buluyorum. Burada öncelik Türkiye'nin demokratikleşmesiyle daha çoğulcu parlamenter sisteme geçmekse, herkes için bir anayasa yapmaksa başka şansımız yok diye düşünüyorum.''
    -''YÜKSEK ÇIKMASI GEREKEN YERDE SESİMİZ YÜKSEK ÇIKACAK''-
    TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Boyner, imam hatip okullarıyla ilgili bir soru üzerine de, konuyu meslek eğitimiyle ilişkilendirmek yerine sosyal olarak da ele almak gerektiğini ifade ederek, ''Aileler çocuklarını niye imam-hatipe yolluyorlar. Belli ki meslek dışında da bir arzuları var. Bunu iyi analizlemek gerekiyor. Onun için bu tartışmanın başlaması gerekiyor'' diye konuştu. Boyner, dini ve etnik kimliği ne olursa olsun her vatandaşın yüksek öğrenim almaya hakkı olması gerektiğini söyledi.
    Ergenekon konusuna ilişkin soruları da Boyner, ''Çok uzun bir süreç. Bu uzadıkça spekülasyonlara yol açabiliyor. Zaman zaman yargısız infaza kadar varabiliyor diye düşünüyorum. Bu kadar olağanüstü davada yargının da olağanüstü önlemler alması, sistemi çabuklaştırması gerekiyor'' şeklinde yanıtladı.
    Ümit Boyner, ''Gündemin bu kadar yoğun ve karmaşık olduğu bir dönemde, siz ses tonunuzu nasıl ayarlayacaksınız'' sorusuna da, ''Ses tonumuz ikna etmeye yönelik olacak. Ama işbirliğine, tartışmaya, uzlaşmaya da açık olacak. Yüksek çıkması gereken yerlerde de yüksek çıkacak'' karşılığını verdi.
    -''SİYASET EKONOMİYE GÖLGE ETMEMELİ''-
    Kıbrıs konusundaki bir soru üzerine de Boyner, ''Kıbrıs konusunda biz 1-0 galibiz. Yapılabilecek birçok şeyi yaptık. Biz eğer komşularla sıfır problem anlayışı diye bir şeyi tatbik ediyorsak, o zaman Kıbrıs konusunda biraz daha proaktif davranmalıyız. Rum lobisine meydan vermeyecek şekilde girişim yapmalıyız. Daha rasyonel ve daha cesur olabilirler diye düşünüyorum'' şeklinde konuştu.
    Türkiye'nin dış politikasında ''enteresan değişiklikler, değişik yaklaşımlar'' olduğunun altını çizen Boyner, TÜSİAD olarak kendilerinin de Türkiye'nin dış politikada izleyeceği konularla ilgili politika üreteceklerini söyledi.
    Bu dönemde bir yıl sonra seçim olacak gibi görünse de en önemli konunun kısa dönemde cari açığın nasıl finanse edileceği olduğunu belirten Boyner, ''Siyaset ekonomiye gölge etmemelidir. Çok hareketli siyasi gündem yaşıyoruz. Aslında bunlar suni gündem yaratan ve çok da yapıcı olmayan düzeyde gelişiyor. Ekonomi bu tip şeylerden rahatsız olur'' dedi.
    -''YENİ EKONOMİK MODEL, YENİ SANAYİ STRATEJİSİ...''-
    Türkiye'nin çok sağlam bir finansal sektörü bulunduğunu vurgulayan Boyner, bankaların kredi verirken işletmelerde şeffaflık istediğini, ancak Türkiye'de birçok firmada iç denetimin yapılamadığını, şeffaflığa ulaşılamadığını ifade etti.
    Boyner, istihdam ve işsizlikle ilgili sorular üzerine de, Türkiye'de tüm kesimleri kapsayan, net bir sosyal güvenlik programının olmadığını dile getirerek, zaman içinde belli önlemlerin alınması ve Türkiye'nin daha verimli bir modele geçişinin sağlanması gerektiğini vurguladı. Boyner, ''Yeni bir ekonomik model üzerinde, yeni bir sanayi stratejisi üzerinde çalışmamız lazım. Bizim programımızın özünü de bu oluşturuyor'' dedi.
    Ümit Boyner, başka bir soru üzerine de Boyner, dünyada ve Türkiye'de artan ölçüde şirketlerin sadece karlarıyla büyük şirket olamadığını, dolayısıyla birçok TÜSİAD üyesinin de şirket değerini sadece kar yaparak artıramayacağının farkında olduğunu vurguladı.
    AA
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    http://muhtesimturhan.yetkinblog.com
     
    TÜSİAD İmam Hatipleri tartışmaya açtı
    Sayfa başına dön 
    1 sayfadaki 1 sayfası
     Similar topics
    -
    » TÜSİAD'da ikinci kadın başkan dönemi
    » 'Ayşecik' boşanma davası açtı
    » Kayıp Oğlu için TSK'ya Dava Açtı
    » The İmam
    » İmam kaskla vaaz verdi

    Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap verebilirsiniz
    .Sözüm Ona. :: ___ TÜRKİYEM ___-
    Yeni Başlık Gönder   Cevap GönderBuraya geçin: