.Sözüm Ona.
OOO KİMLER GELMİŞ
Cumhuriyet 86 yaşında Image-6F24_4B24C70E
Lütfen Giriş Yapınız,Yada Üye Olunuz!
Umarız Forumumuzda İyi vakit geçirirsiniz...


.Sözüm Ona.
OOO KİMLER GELMİŞ
Cumhuriyet 86 yaşında Image-6F24_4B24C70E
Lütfen Giriş Yapınız,Yada Üye Olunuz!
Umarız Forumumuzda İyi vakit geçirirsiniz...


.Sözüm Ona.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

.Sözüm Ona.

.____ SÖZÜM ONA ____.
 
AnasayfaKapıGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapİLetiŞiM
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
En son konular
» Trabzonspor ADANADA puansız Kaldı
Cumhuriyet 86 yaşında Icon_minitimeCuma Ekim 06, 2023 8:38 am tarafından Muhtesim

» Fırtına Adana'da Esemedi
Cumhuriyet 86 yaşında Icon_minitimeCuma Ekim 06, 2023 8:36 am tarafından Muhtesim

» spartak trnava 1 - 2 Fenerbahçe
Cumhuriyet 86 yaşında Icon_minitimePerş. Ekim 05, 2023 10:08 am tarafından Muhtesim

» Fenerbahçe 5 - 0 Rizespor
Cumhuriyet 86 yaşında Icon_minitimePaz Ekim 01, 2023 8:41 am tarafından Muhtesim

» Adana Demirspor beşiktaşı farklı yendi
Cumhuriyet 86 yaşında Icon_minitimeCuma Eyl. 29, 2023 7:25 am tarafından Muhtesim

» Makber Hafız Burhan
Cumhuriyet 86 yaşında Icon_minitimeSalı Eyl. 26, 2023 9:40 am tarafından Muhtesim

» Emir Sultan Kümbeti ve Camii /ahlat /Bitlis
Cumhuriyet 86 yaşında Icon_minitimePtsi Eyl. 25, 2023 7:54 am tarafından Muhtesim

» Selçuklu Mezarlığı / ahlat / Bitlis
Cumhuriyet 86 yaşında Icon_minitimePtsi Eyl. 25, 2023 7:48 am tarafından Muhtesim

» Eski Mardin
Cumhuriyet 86 yaşında Icon_minitimePtsi Eyl. 25, 2023 7:41 am tarafından Muhtesim

» Esenlik Köyü (ABRİ) CAMİİ /MUŞ
Cumhuriyet 86 yaşında Icon_minitimePtsi Eyl. 25, 2023 7:35 am tarafından Muhtesim

En iyi yollayıcılar
Muhtesim
Cumhuriyet 86 yaşında Vote_lcapCumhuriyet 86 yaşında I_voting_barCumhuriyet 86 yaşında Vote_rcap 
berfin
Cumhuriyet 86 yaşında Vote_lcapCumhuriyet 86 yaşında I_voting_barCumhuriyet 86 yaşında Vote_rcap 
karanfil
Cumhuriyet 86 yaşında Vote_lcapCumhuriyet 86 yaşında I_voting_barCumhuriyet 86 yaşında Vote_rcap 
Necati
Cumhuriyet 86 yaşında Vote_lcapCumhuriyet 86 yaşında I_voting_barCumhuriyet 86 yaşında Vote_rcap 
hzn
Cumhuriyet 86 yaşında Vote_lcapCumhuriyet 86 yaşında I_voting_barCumhuriyet 86 yaşında Vote_rcap 
SusKun
Cumhuriyet 86 yaşında Vote_lcapCumhuriyet 86 yaşında I_voting_barCumhuriyet 86 yaşında Vote_rcap 
Aslı
Cumhuriyet 86 yaşında Vote_lcapCumhuriyet 86 yaşında I_voting_barCumhuriyet 86 yaşında Vote_rcap 
ela-gözlüm
Cumhuriyet 86 yaşında Vote_lcapCumhuriyet 86 yaşında I_voting_barCumhuriyet 86 yaşında Vote_rcap 
buket_07
Cumhuriyet 86 yaşında Vote_lcapCumhuriyet 86 yaşında I_voting_barCumhuriyet 86 yaşında Vote_rcap 
Şamil
Cumhuriyet 86 yaşında Vote_lcapCumhuriyet 86 yaşında I_voting_barCumhuriyet 86 yaşında Vote_rcap 
Anahtar-kelime
Dost 2023 şair kadın değilim yorumsuz papatya SosyoLoji neden mutluluk muhtesim bahar sıcak belkide sevgi odun sevmek beden yalnızlık elveda paint zorunlu özgürlük sarı 2022 hatırla
SAAT
NAMAZ ÖĞRENİYORUM
NAMAZ HABERLERİ
  SİTENE EKLE
SİTENE EKLE
Kur’an-i Kerim OgReN
www.baktube.tr.gg
sitene ekle
İstiklal Marşı
İSTİKLAL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Mehmet Akif Ersoy


GüNüN SöZü
Ads

    No ads available.



    Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder
     

     Cumhuriyet 86 yaşında

    Aşağa gitmek 
    YazarMesaj
    Misafir
    Misafir
    Anonymous



    Cumhuriyet 86 yaşında Empty
    MesajKonu: Cumhuriyet 86 yaşında   Cumhuriyet 86 yaşında Icon_minitimePerş. Ekim 29, 2009 12:15 am

    Cumhuriyet 86 yaşında ANKARA - 30 Ekim 1918'de Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmış İmparatorluk, Mondros Mütarekesi'ni imzaladı. Bir ulusu tarih sahnesinde yeniden var eden Milli Kahraman, 31 Ekim günü Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı göreviyle karargahın bulunduğu Adana'ya geldi. Mustafa Kemal, memleketin durumuna üzülüyor, bir çözüm yolu arıyordu.

    10 Kasım 1918'de görevinden ayrılan Mustafa Kemal, Adana'dan trenle İstanbul'a hareket etti. Düşman, yurdun dört bir yanını işgal ediyordu. Türk milleti için acı dolu günler başlamıştı.

    13 Kasım’da İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan gemilerinden oluşan İtilaf Ordusu, İstanbul'a gelerek karaya kuvvet çıkardı. 9 Kasım 1918'de İngilizler İskenderun'u, 12 Kasım 1918'de Fransızlar İstanbul'u, 6 Aralık'ta İngilizler Kilis'i, 7 Aralık’ta Fransızlar Antakya'yı işgal etti, ardından Mersin'e çıkarma yapmaya başladı. 23 Aralık’ta Islahiye, Osmaniye, Bahçe, Hassa, Mamure'yi düşman çizmesi çiğnedi.

    1 Ocak 1919'da İngiliz askerleri Antep'e girdi, 12 Ocak’ta Ermeni amaçlarına hizmet etmek için Kars'a yerleşti. 1 Şubat’ta Aydın demir yolu, İngiliz ve Fransız işgaline uğradı.

    Takvim 22 Şubat 1919'u gösterirken Maraş İngilizlerin, 8 Mart’ta Zonguldak Fransızların, 9 Mart’ta Samsun, 24 Mart’ta Urfa İngilizlerin, 28 Martta Antalya İtalyanların işgali altındaydı.

    16 Nisan 1919'da Fransızlar, Afyonkarahisar istasyonunu işgal altına alırken, 20 Nisan 1919'da da Gürcü ordusu, Milli Şura kuvvetlerini bozarak Ardahan'a girdi.

    MİLLİ MÜCADELEYE DAVET
    İtilaf devletleri temsilcileri Paris'te toplandı. Yunanlıların İzmir'i işgali konusunda karar alındı ve 15 Mayıs'ta, güzel İzmir, Yunan çizmesi altında ezilmeye başladı. Dokuzuncu Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa, Samsun'a hareket etmeden önce (1919)
    Mustafa Kemal, maiyetiyle 16 Mayıs 1919'da Bandırma Vapuru ile İstanbul'dan ayrıldı ve ertesi günü İnebolu'ya, 18 Mayıs’ta Sinop'a vardı. 19 Mayıs 1919 tarihi, Türk ulusu için bir dönüm noktası oldu; Mustafa Kemal Samsun'a çıktı. Tarihçiler, o günü ''dünyanın en büyük ulusal mücadelelerinden birinin başlangıcı'' kabul etti. Artık geriye dönüş yoktu...

    Genç Mustafa Kemal, Samsun'dan Havza'ya geldi. İşgaller devam ediyordu. Yunanlar, 26 Mayıs’ta Manisa'ya, 27 Mayıs’ta Aydın'a girdi. Damat Ferit Paşa, 17 Haziran’da Paris Barış Konferansı'na, Osmanlı Devleti'nin barış isteklerini bildiren muhtıra gönderirken, öbür taraftan Mustafa Kemal, bundan dört gün sonra İstanbul'da bulunan tanınmış kimselere Amasya'dan mektup göndererek, milli mücadeleye davet ediyordu.

    Mustafa Kemal Paşa, ulusu kurtarmak için dört koldan çalışmalara başlamıştı. 21 Haziran’da Amasya Tamimi'ni yaveri Cevat Abbas'a dikte ettirdi. Ertesi sabah, Anadolu'daki mülki ve askeri makamlara tamim, şu tarihi sözlerle ulaştı:

    ''Vatanın tamamiyeti, milletin bağımsızlığı tehlikededir. Milletin bağımsızlığını, yine milletin azmi ve kararı kurtaracaktır. Sivas'ta milli bir kongrenin acele toplanması kararlaştırılmıştır''...

    Bu arada, Mustafa Kemal'in çalışmalarını engellemek isteyenler de boş durmuyordu. Posta ve Telgraf Umum Müdürü Refik Halit, 24 Haziran’da telgrafhanelere ''Mustafa Kemal'in azledildiğini, bu sebeple telgraflarının kabul edilmemesini bildiren'' bir şifre gönderdi. Harbiye Nazırı Ali Ferit Paşa, 5 Temmuz’da Mustafa Kemal Paşa'yı padişah adına İstanbul'a çağırdı. Mustafa Kemal, Harbiye Nazırı'na şu yanıtı verdi:

    ''Vilayet-i Şarkiye ahalisi arasından çıkıp gelmek hususundaki yüksek tekliflerinizi yerine getirmede şahsi irademi kullanmaktan manen ve maddeten memnu bulunuyorum.'' Ardından, 14 Temmuz’da ordudan istifa ederek, Erzurum Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin başına geçti.

    ''YA İSTİKLAL YA ÖLÜM''
    Milli mücadele hareketinin dönüm noktalarından olan Erzurum Kongresi, 23 Temmuz 1919'da toplandı.

    Mustafa Kemal Paşa, 9 Ağustos’ta askerlik mesleğinden ihraç edildi. Mustafa Kemal'in rütbesinin kaldırılmasına, nişanlarının da geri alınmasına karar verildi. Erzurum Kongresi adına ilan edilen beyanname, 10 Ağustos’ta Erzurum'da Türk Basımevinde çoğaltılarak, binlerce nüsha halinde tüm yurda gönderildi.

    Mustafa Kemal Paşa, Erzurum'da arkadaşlarına ''İstanbul, bir Amerikan mandasıdır tutturmuş gidiyor. Bu olmayacaktır. Türkiye istiklal bütünlüğüne sahip olacaktır. Hayır paşalar hayır, hayır beyefendiler... Manda yok, ya istiklal ya ölüm var'' diyordu. Erzurum Kongresi'nin ardından, 4 Eylül’de açılan Sivas Kongresi, 11 Eylül’de son buldu. 10 maddelik Umumi Kongre Beyannamesi yayımlandı.

    Milli mücadele tüm hızıyla sürerken, Osmanlı padişahı adına Damat Ferit ile İngiltere temsilcisi arasında İngiliz mandasının kabul edildiğine ilişkin gizli bir anlaşma imzalandı.

    Düşman işgali sürerken, 30 Ekim’de Urfa'ya giren Fransızlar, hiç beklemedikleri tepkiler alıyordu. 31 Ekim 1919'da Maraş'ta, Fransız askeri üniforması giymiş bazı Ermeniler taşkınlık yaptı. Tarihin ''Sütçü İmam'' diye yazacağı, Uzunoluk Camisi Müezzini Hacı İmam, duruma dayanamadı ve silahına sarıldı. Böylece yöredeki direniş hareketi başladı.

    27 Aralık 1919'da Mustafa Kemal Paşa, Heyet-i Temsiliye üyeleriyle Ankara'ya geldi. 29 Aralık’ta Mustafa Kemal hakkındaki askerlikten çıkarılma ve madalyalarının geri alınma kararı Meclis-i Vükela tarafından düzeltildi. Kendisinin istifa etmiş olduğu ve madalyalarının iadesi kararı alındı. Milli mücadele tüm hızıyla sürerken, takvim şöyle akıyordu:

    Erzurum'da Mustafa Kemal'in Erzurum Mebusu seçildiğine dair mazbata düzenlenirken, 12 Ocak 1920 tarihinde İstanbul'da son Osmanlı Meclis-i Mebusan'ı açıldı.

    İSTANBUL İŞGAL ALTINDA
    16 Mart 1920'de saat 10.00'dan itibaren İstanbul'un askeri işgal altına alınacağına dair İtilaf Devletleri adına İngiltere, Fransa ve İtalya Yüksek Komiserleri'nin müştereken imzaladıkları nota, Sadrazam Salih Paşa'ya tebliğ edildi. İstanbul, artık işgal altındaydı.

    Manastırlı Hamdi Efendi adındaki kahraman bir telgraf memuru, işgali Mustafa Kemal Paşa'ya iletti. 6 Nisan 1920'de ulusal mücadeleyi tüm dünyaya duyuran Anadolu Ajansı kuruldu. 21 Nisan 1920'de de Mustafa Kemal, vilayetlere Meclis'in 23 Nisan 1920 günü açılacağını bildirdi.

    23 Nisan 1920'de Millet Meclisinin açılmasının ardından, ertesi günü Mustafa Kemal Paşa, Meclis Başkanlığına seçildi.

    9 Mayıs 1920... Meclis adına Mustafa Kemal imzasıyla Anadolu Ajansı aracılığıyla İslam alemine şu beyanname iletildi:

    ''Orduyu terhis etmek, köylülere Kuvay-ı Milliye'yi asi tanıtmak, milleti kendisine şeref veren, en asil ve civanmert evladına karşı şüphe ve tereddüte düşürmek, sulhu hazırlamak için İngiliz emri altında çalışan vatansızların ilk işi oldu''.

    11 Mayıs 1920 tarihinde Mustafa Kemal Paşa, İstanbul'da Divan-ı Harb tarafından idama mahkum edildi.

    TBMM Hükümeti ile Fransız hükümeti arasında imzalanan 20 günlük ateşkes anlaşması yapılırken, 10 Ağustos 1920'de İstanbul Hükümeti ile İtilaf Devletleri arasında Sevr Anlaşması imzalandı.

    Bu arada, Ermeniler ile Gümrü Anlaşması'na da imza koyuldu.

    VE ZAFER...
    Ulusun topraklarını savunma mücadelesi, 10 Ocak 1920'de İnönü mevzilerinde Yunanlarla şiddetli çarpışmaların ardından 1. İnönü Zaferi'nin kazanılmasıyla başarıya ulaşmaya başlamıştı. 20 Ocak 1920'de ilk Teşkilat-ı Esasiye Kanunu kabul edilirken, 5 Şubat’ta TBMM'nin gizli oturumunda Londra Konferansı'na Ankara Hükümeti adına heyet gönderilmesi ve heyetin Meclis üyelerinden oluşması kararlaştırıldı. 6 Şubat’ta Bekir Sami Bey başkanlığındaki heyet, Ankara'dan hareket etti ve 21 Şubat’ta başlayan konferans, 12 Mart’ta sona erdi.

    TBMM Hükümeti ile Rusya arasında 16 Mart’ta Moskova Anlaşması imzalandı. Masa üzerindeki zaferleri, meydanlardaki zaferler izliyordu. 1 Nisanda 2. İnönü Zaferi kazanıldı. Mustafa Kemal'i geniş yetkilerle ve 3 ay süreyle Başkumandanlık tevcih eden kanun, 5 Ağustos’ta TBMM'de kabul edilirken, 23 Ağustos 1920 günü Yunan ordusu taarruza geçti ve Sakarya Meydan Muharebesi başladı. Günlerden 26 Ağustos... Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın emri geldi:

    ''Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz''...

    13 Eylül’de Sakarya Meydan Muharebesi sona ermiş, düşmanın Sakarya Nehri'nin doğusunda imha edilmesiyle zafer kazanılmıştı. Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle 14 Eylül’de genel seferberlik ilan edildi. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, 19 Eylül’de ''Gazi'' unvanı ve mareşal rütbesini aldı. Yeni yılın başlangıcında Mersin ve Adana düşman işgalinden kurtulmuştu. Dört bir bucak Türk topraklarının düşman çizmesi altındaki esareti birer birer sona eriyordu. 26 Ağustos’ta saat 05.30'da topçu ateşiyle Kocatepe'den Büyük Türk Taarruzu başladı. Türk süvarileri, 9 Eylül’de İzmir'e girdi ve Kadifekale'ye Türk bayrağı çekildi.

    Mudanya Konferansı, 3 Ekim 1922'de başladı. Mütareke, 11 Ekim’de imzalandı ve 15 Ekim’de yürürlüğe girdi. TBMM, 1 Kasım’da bir devri sona erdirdi. Hilafet ve saltanatın birbirinden ayrılarak, saltanatın lağvına karar verilmişti.

    TBMM Hükümeti, 5 Kasım sabahı idareye el konulduğuna dair Ankara hükümeti kararını Refet Paşa aracılığıyla İstanbul Hükümeti'ne tebliğ etti: ''5 Kasım 1922 öğle vaktinden itibaren İstanbul'un idaresine el konulmuştur'' Vahdettin'in halifelikten uzaklaştırıldığına dair Şeriye Vekili Vehbi Efendi, 18 Kasımda fetva çıkardı. Ulusal Kurtuluş Savaşı sona ermiş, şimdi sıra zaferin masa başında kazanılmasına gelmişti.

    Lozan Konferansı, 20 Kasım 1922 tarihinde açıldı. Konferans, 4 Şubat’ta 2 ay süren görüşmelerden sonra kesintiye uğradı. Daha sonraları, milli mücadelenin kahramanlarından İsmet Paşa, yumruğunu masaya vurarak, istediklerini kabul ettirecek ve büyük bir zafere imza atacaktı.

    25 Ağustos’ta itilaf kuvvetleri, Lozan Anlaşması gereğince İstanbul'u boşaltma hazırlıklarına başladı ve 27 Ekim’de Halk Fırkası Meclis Grubu, Mustafa Kemal Paşa'nın başkanlığında toplandı.

    Akşam Çankaya'da yemek esnasında Mustafa Kemal Paşa, hazır bulunanlara müjdeyi verdi: ''Yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz'' Tarih 28 Ekim 1923... Bütün hazırlıklar bitmiş ve 29 Ekim günü gelmişti. Mustafa Kemal Paşa'nın Cumhuriyet kurulması teklifi, Halk Fırkası toplantısında kabul edildi. Halk Fırkası toplantısından sonra Büyük Millet Meclisi, saat 18.00'de toplandı ve Kanun-u Esasi Encümeni tarafından Cumhuriyet teklifi mazbatası hazırlandı.Büyük Millet Meclisi'nde Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun bazı maddeleri değiştirildi. Türkiye Devleti'nin hükümet şeklinin Cumhuriyet olduğu ''YaşasınCumhuriyet'' sesleri arasında kabul edildi.

    Büyük Millet Meclisi'nde gizli oyla Cumhurbaşkanı seçimi yapıldı. Ankara Mebusu Mustafa Kemal Paşa, oylamaya katılan 158 mebusun tümünün oyunu alarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı oldu. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa, başbakanlığa Malatya Mebusu İsmet Paşa'yı atadı. İsmet Paşa Kabinesi kuruldu.

    Halk, sokaklarda ellerinde bayraklarla genç Cumhuriyet'i kutluyordu. Esaret sona ermiş, şimdi büyük mücadelenin ardından hiç de kolay kazanılmayan bağımsızlığı kutlamaya sıra gelmişti. Can verilip, kan dökülmüş, bedel ödenmişti. Ancak artık sokaklarda düşman çizmelerinin sesi yoktu, sokaklar ''Yaşasın Cumhuriyet'' sesiyle çınlıyordu. A.A
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
     
    Cumhuriyet 86 yaşında
    Sayfa başına dön 
    1 sayfadaki 1 sayfası
     Similar topics
    -
    » Obama Cumhuriyet Bayramı'nı kutladı
    » 8 yaşında 8 müzik aleti çalıyor!
    » 13 yaşında Everest'e tırmandı..
    » FB-GS'nin ezeli rekabeti 100 yaşında
    » 12 yaşında Ronaldo'yu alt etti! / VİDEO

    Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap verebilirsiniz
    .Sözüm Ona. :: GÜnCeL _ GüNcEL-
    Yeni Başlık Gönder   Cevap GönderBuraya geçin: