Ruh HaLi : Hangi ülkedensiniz : Mesaj Sayısı : 1060 Teşekkür Sayısı : 1847 Kayıt tarihi : 01/11/08
Konu: Dua defterİm Paz Ekim 25, 2009 1:01 am
Semine Demirci Onun hikayesi soğuk bir Kasım gününde başladı. Üç karanlıktan geçip geldiği dünyanın fenasını bilircesine çığlık çığlığaydı. Kış günü doğmuştu, tüm çocukluğu sanki dünyanın büyüsüne kapılmasın diye kışta geçmişti. Zordu, çetindi. Dünyanın dünyaya bakan yüzü hiç sevimli değildi. Dünyasının bu karanlığını aydınlatacak bir nura ihtiyacı vardı duası vardı. Duasını RAbbisi cevapladı. Risale-i Nur'la tanıştı, dünyası değişti. Duaların boşa gitmediğini, cevaplandığını biliyordu bilmesine, bu tanışmayla ikna oldu. Dua, onun en büyük sermayesi oldu bundan böyle.
Bir Dua Dili: Yazı Duygularını, fikirlerini yazmak istedi. Yazı bir dua oldu. Kelimelerden dünyalar kurmaya başladı. Bizim hikayemiz de tam da bu zamanda kesişti. Tıbbiyeli bir gencin kendini ve hayatı anlamlandırma çabalarının bir ürünü olan yazıları,hikayemizin aynı mecrada akmasına vesile oldu. Hikayemiz ve dahi duamız bir/leşti. Kelimelerin büyülü dünyasında kendi anlamımızı bulmanın yollarını beraberce aradık. Yolumuz hep duadan geçti.Sanki tüm varlık duadan ibaretti de biz bu duaya tercüman olmak istiyorduk. İkibin yılında, dünya Millenyuma girerken biz de dualarımızın ete kemiğe bürünüp kitap diye görünmesine şahit olduk Her Güne Bir Dua ile. Zeynep'in duasını ederken Çocuğumla Her Güne Bir Dua çıkageldi. Hem Zeynep'in gelişine, hem de dualarımızın kabulüne sevindik, şükrettik. Daha nasıl dua edilirdi? Bu soruyla, Esma-i hüsna ile yapılan duaların makbuliyetine onca şahit varken, esmasız kalamazdık. Esma ve dua biraraya gelmeliydi, derken 99 Esma 99 Dua'larla tanış olduk. Rabbimizin isim ve sıfatlarını tanırken, o isimleriyle dua etmeyi de öğrendik, şükrettik. Kelimeler Güzelleştikçe İnsanın hayatına anlam katan kelimeler, ancak insanı anlatınca ve insanı kendini Vareden'e rabtedince güzelleşiyor, anlamı bütünleşiyor, derinleşiyor. İnsanın aczini ve zaafını fark edip fakrını anlamasıyla, aczini Kudrete, fakrını Rahmete rabtetmesi olan dua insanın vazgeçilmezi. Hayatımızın en önemli sırrı, vazifesi ve anlamı. Duasız bir hayatın anlamı yok gibi. Zaten duasız bir an/ımız yok gibi. En güzel duaları biz Rabbimizden öğreniyoruz Kur'an'la, Peygamberimizden (sav) öğreniyoruz hadislerle. Bu vesileyle Dua Ayetleri geldi, beraber duamızın kabulü olarak. Ayetlerle dua etmeyi hep öncelemek gerektiğini öğrenmiştik Hz. Osmanın-ra- düzenlediği Münacaatü'l- Kuraniye ile. Hz.Osman'a (ra) ittiba ederek ayetlerle dua ettik. En makbul bir dua olan salavatı geçmeyelim değil mi? Aynı zamanda En Sevgilinin (asm) dünyamızdan en çok sevdiği üç şeyden biri olan gözümün nuru namaz diye tarif ettiği ve salat ismiyle külli bir dua olan namazı. Kıl Beni Ey Namaz ve Selam Sana Ey Nebi dua yolculuğumuzdaki güzel ve özel duraklarımızdı. Şefaatini umarak, Rasullaha (asm) salavatın ne vazgeçilmez bir ihtiyacımız olduğunu anladık biz.
Son durak: Dua Defteri / Amel Defteri İnsan en çok kendisi için yazar, kendini yazar, kendine yazar. İhtiyacımız neyse en çok onu ararız, sual ederiz. Bizim hayat serüvenimizde en öne çıkan ihtiyacımız dua/mız oldu. Bu ihtiyaç Dua Defterimle anlam bulmaya devam ediyor. Dua Defterim Senai'nin diliyle uğradığımız en son, en yeni durağımız, ortak duamız. Dua Defterim, adı üstünde, duaların derlendiği, gizli yakarışlarımızın kaydedildiği, saklandığı, belki de paylaşılmak istenen kitabımız. Neden defter derseniz, yapıp ettiğimiz her şeyimizin kaydedileceği ve elimize kitap olarak verilecek olan amel defterimize güzel bir hatırlatma,nazire olsun diyedir. İstedik ki, fiili, ameli, kavli yaptığımız her bir şeyimiz nasıl kaydediliyorsa, gizli hatıratımızı duyan Rabbimize elimizi açtığımızda söylediklerimizi kaydedelim de inşaallah, hesap gününde elimize verilecek olana gizel bir katkısı olsun, şahidimiz olsun. Dua Defterim, Muhammed İkbal'den Mehmet Akif'e kadar dualı diye/bildiklerimizle, duadan yoksun zannettiğimiz insanların da dualarını içeriyor, bize aktarıyor, dünmeye sevkediyor. Kavli duamızla, bilinçsiz dualarımızı da Rabbimize sunduğumuzun, her bir zerremizin dua halinde olduğuna şahitliğimizin bir göstergesi bu aslında. Dua etmeyen yoktur. Bazıları dua ettiğinin, acz ve fakrının farkındadır, bunu itiraf eder, bazıları etmez. Ama illa ki herkes, her an duadadır. Nefes almak duadır, mesela. Yaşamak istiyorum dersiniz her nefesinizde. Ciğerlerinizin, kalbinizin ve oksijene muhtaç her bir hücrenizin sessiz ve derin bir duasıdır nefes almak. Acıkmak da duadır. Midenizin, dilinizin, enerjiye muhtaç her bir zerrenizin.. Bunun gibi bilincinde olduğumuz veya olmadığımız her bir duamızı Rabbimize göndeririz. Rabbimiz de bizi cevaplar, duamıza icabet eder. Nefesimize oksijenle, açlığımıza binbir türlü rızıkla, tatla. Yeterki farkına varalım ve sessiz dualarımızın sesi olalım kavli dualarımızla. Sözü Dua Defteri'me bırakıyorum: