Dünyanın en yaşlı kadını 128 yaşında
Dünyanın en yaşlı kadını, 128 yaşında olan ve Özbekistan’da yaşayan Tuti Yusupowa… Özbekistan’ın batı kesiminde yer alan özerk bölge Karakalpakistan’da yaşayan Tuti Yusupowa, tam 128 yaşında. 1 Temmuz 1880 doğumlu Yusupowa, bugün dünyanın en yaşlı kadını. Bölgenin idari yetkilisi Safar Hakimov, bir araştırma sırasında 100 yaşının üzerindeki nüfusu ortaya çıkarmış. Tuti Yusupowa, pasaportunda yazılan 1 Temmuz 1880 doğum yılına göre de Tuti Yusupowa’nın 128 yaşında
Kadınlardan Üzmez’i “yumurtalı” protesto
14 yaşındaki kıza cinsel istismarda bulunduğu suçlamasıyla 4. kaz hakim karşısına çıkan ‘Hüseyin Üzmez’i kadınlar “Üzmez’i aklayan adalet, ruh ve beden sağlığımızı bozdu! pankartı ile karşıladı.Bursa’da 14 yaşındaki B.Ç.’ye ‘cinsel istismarda bulunduğu’ suçlamasıyla yargılanan VAKİT GAzetesi yazarı Hüseyin Üzmez’in davasına devam ediliyor. “Cinsel istismarda bulunmak” suçlamasıyla dördüncü kez hakim karşısına çıkan Hüseyin Üzmez’i adliye önünde toplanan kadınlar protesto ettiOsmanlı'dan günümüze Türkiye'deki kadınlar açısından olumlu gelişmeler [değiştir]Türk kadınları ilk kez, 1843 tarihinde Tıbbiye Mektebi bünyesinde aldıkları ebelik eğitimi ile sosyal yaşamda yerlerini almaya başladı.
1847 yılında kız ve erkek çocuklara eşit miras hakkı tanıyan İrade-i Seniye'nin yayımlanmasının ardından 1856 yılında Osmanlı topraklarında kadınların köle ve cariye olarak alınıp satılmaları yasaklandı.
1858 yılında yayımlanan 'Arazi Kanunnamesi'nde mirasın kız ve erkekler arasında eşit olarak paylaştırılacağı hükmü yer alırken, kadınlar miras yoluyla mülkiyet hakkını kazandı. Aynı yıl Kız Rüştiyeleri açıldı.
Kadınlar ilk dergilerine 1869 yılında kavuştu. Kadınlar için ilk sürekli yayın olarak nitelenen haftalık 'Terakk-i Muhadderat' dergisi yayımlanmaya başlandı.
Kızların eğitimine ilk kez yasal zorunluluk getiren 'Maarif-i Umumiye Nizamnamesi' ise 1869 yılında yayımlandı. Bundan bir yıl sonra da kız öğretmen okulu 'Dar-ül Muallimat' açıldı.
Evlilik sözleşmesinin resmi memur önünde yapılması, evlenme yaşının erkeklerde 18, kadınlarda 17 olması ve zorla evlendirmelerin geçersiz sayılmasını düzenleyen Hukuk-ı Aile Kararnamesi 1871'de çıkarıldı. 1876'da ise ilk anayasa olan Kanun-i Esasi ile kız ve erkekler için ilköğretim zorunlu hale getirildi.
Giderek sosyal yaşamda daha çok yer almaya başlayan kadınlar, iş hayatına ilk olarak 1897 yılında 'ücretli işçi' olarak atıldı. Kadınların devlet memuru olmak içinse bu tarihten itibaren 16 yıl beklemeleri gerekti.
Kadınlar ilk kez 1913 yılında devlet memuru olarak çalışmaya başladı. Bunun ardından bir yıl sonra kadınlar, tüccar ve esnaf olarak da iş hayatına girişti.
Kızlar için ilk yüksek öğretim kurumu, 1914 yılında 'İnas Darülfünunu' adı altında açıldı. Kadınlar bilim dünyasıyla ilk kez 1922 yılında tanıştı. Bu tarihte yedi cesur kız öğrenci, Tıp Fakültesine kayıt yaptırarak eğitime başladı.
Kadına karşı şiddet [değiştir]Türkiye'de aile içi şiddet oranı gelişmiş devletlere oranla oldukça yüksek. Dünyada her 3 kadından 1'i şiddete maruz kalıyor. Türkiye'de bu oran çok daha yüksek. Varoşlarda kadınların %97'si aile içi şiddete maruz kalıyor.[1]
Kadın iş gücü [değiştir]Türkiye'de kadınların iş gücüne katılım oranları son derece düşük. Erkeklerin hemen hemen yüzde % 70'i, kadınların ise sadece dörtte biri çalışıyor. Çalışan erkek sayısı yaklaşık 17 milyon iken çalışan kadın sayısı 6 milyon civarında, yani erkeklerin üçte biri oranında.
Kadınlardaki işsizlik oranı yüzde 9.4 iken, erkeklerde işsizlik oranının yüzde 10.7 olması kadın işsizliğinin daha düşük olduğu kanısı yaratıyor. Ancak bunun nedeni, kadınların işgücüne daha az katılması.
Türkiye'de tarım dışı kadın çalışanların oranı hızla artıyor. 1997 yılında yüzde 17.7 olan bu oran 2003 yılına gelindiğinde yüzde 20.6'ya çıktı.
Tüm bunlara rağmen, kadın ve erkek çalışanların ücret dengesizliği devam ediyor.