Konu: ETNOSENTRİK DÜŞÜNCE nedir Perş. Eyl. 07, 2017 7:26 am
Genel olarak kendi düşüncesini tek doğru kabul edip diğerlerini küçümsemeye etnosentrizm denmektedir. Farklı grupların birbirlerini anlayabilmelerinin önündeki engellerden en önemlisi budur. Kendi grubumuzu, ırkımızı, kültürümüzü, felsefemizi merkeze oturtup, diğerlerini bu merkeze olan yakınlıkları ile değerlendiriyorsak etnosentrik düşünüyoruz demektir. Bu düşünce tarzı baskı ve dayatmacılığı da beraberinde getirir. Aslında etnosentrik bakış açısı kolaycılıktır. Kategorik olarak değerlendirme yaptığı için toptan reddetme ya da kabul etmeye eğilimlidir. Çok analitik düşünmek gerekmez. Etnosentrik bakış açısına sahip olanlar insanları iki grup olarak görürler: Kendileri ve diğerleri. Aslında “kendisi” ve “diğeri” arasında matematiksel olarak sayısız nokta vardır ama bu sonsuz noktalar ya “ak”ın ya da “kara”nın içine sokulmaya çalışılır. Siyah-beyaz bir bakış açısı vardır. Düşünce olarak etnosentrizm sosyal ve politik yaşama otokratik ve militarist eğilimler olarak yansımaktadır. İnsanlar belli bir düşünceyi benimsemek, belli bir kalıba sokulmak için zorlanırlar. Benimsemeyenler, kalıba girmeyenler tehlikeli bulunur, reddedilir ve düşman olarak görülür. Etnosnetrizm belli bir ülkeye, gruba, düşünceye atılarak kendimizi kenara çekeceğimiz bir bakış açısı değildir. Bunun hemen hemen her ülkede, her düşünce grubunda ve herkesin içinde bulunması muhtemeldir. En basitinden belli bir siyasi ideolojiyi saplantı düzeyinde benimsemiş ve her olayı o perspektiften değerlendirenler dünyaya etnosentik bakıyorlar. Bu tür kişilere yeni fikirlerin keşfi, farklı gruplardan yararlanma ve etkilenme, diğerlerini anlama gibi yollar kapalıdır. Diğerlerini sadece kendilerine ne kadar yakın olup olmadıkları konusunda değerlendirirler. “Seni anlıyorum” demek etnosentrizmde “benim düşünceme olan yakınlığını ya da uzaklığını anlıyorum” demekle eşdeğerdir. Etnosentrik birisi muhatabını anlamaz, anlayamaz sadece yargılar. Etnosentrizme birisi global anlamda diğeri ise kişisel düzeyde iki örnek vermek istiyorum. Bilindiği gibi, uzun yıllar batı kaynaklı sosyal teori ve modeller “en iyi”, “tek doğru”, “evrensel değerler” olarak görülmüş, diğerlerinin ancak bu yöntemleri kullanırlarsa gelişebilecekleri varsayılmıştır. Modernlik ile batı tipi yaşam tarzı eş tutulmuş, diğer toplumların gelişimleri batı değerlerini ne kadar benimsedikleri ile değerlendirilmiştir. Bu bir etnosentrik yaklaşımdır. Bu düşünce tarzı hâlâ etkisini devam ettirmekle beraber modernleşme ile batılılaşma ya da gelişme ile batılılaşma arasındaki ayırımın tartışılmaya başlandığı görülmektedir. Kişisel anlamda ise İnternethaber platformunda da sık sık gördüğümüz “ben sadece şu gazeteyi okurum”, “ben o adamın yazısını hiç okumam” türü yaklaşımlar, özellikle okuma ya da okumama gerekçesi “benim düşünceme ters olduğu için” ise, etnosentrik bakış açısına örnek gösterilebilir.
Etnosentrik birisi diğerini görmez, kendisini diğerinde de görmek ister. Kişisel anlamda bile bundan kurtulmaya çalışmak yeni düşüncelerin etkileşimine kapı aralamak demektir.