Klinik olarak diyabetin genç (Tip I) ve yetişkin (Tip II) diyabeti olmak üzere 2 tipi bulunmaktadır. Tip I diyabet hastalarında vücut insulin üretemez. Hastalığın nedeni konusunda günümüzde kesin bir bilgi yoktur. Genetik faktörler ve çevresel koşullar etken olarak öne sürülmüştür. Tip I diyabet tanısı genellikle çocukluk çağlarında veya gençlerde konulmaktadır. Bu hastalar uygun şekilde tedavi edilmezlerse böbrek hastalıkları, kalp hastalıkları, görme sorunları, felç veya kanlanma bozukluklarına bağlı olarak kol, bacak ve parmaklar gibi vücudun uç uzuvlarında kanlanma bozukluğuna bağlı olarak ülserler gibi ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşırlar.
Gelişen teknoloji ile birlikte Tip I diyabet hastalarında vücutta hasar gömüş olan insulin üreten hücreleri yerine koymak amacıyla yeni tedavi biçimleri gündeme gelmiştir. Bu tedavi biçimleri genel olarak 1) insulin üreten yetişkin adacık hücrelerinin hastalara doğrudan nakli veya 2) kök hücre tedavileridir.
Adacık Hücreleri
Adacık hücresi nakilleri diyabet hastalarında günümüzde uygulanmaktadır. Bu uygulamalarda hastaya yapılan hücre tedavisi erişkin yani farklılaşmış hücrelerin bir vericiden alınıp hastaya aktarılması şeklindedir. Bu nakillerde diğer organ nakillerine benzer sorunlarla karşılaşılır. Bu sorunlar genel olarak şu şekilde sıralanabilir:
Uygun vericinin (donör) bulunması
Hücrelerin hazırlanması
Hastanın hazırlanması ve uygulama işlemi
Nakledilen hücrelerin vücut tarafından kabul edilmesi
Hastaya nakil yapılabilmesi için donör dokularıyla uygunluk göstermesi gerekir. Ek olarak adacık hücresi nakilleri kadavradan yapıldığı için uygun donör bulmak böbrek nakilleri ile kıyaslandığında daha güçtür. Donörün yaşı ve sağlık durumu başarıda bir diğer önemli etkendir. Adacık hücreleri kadavradan alındıktan sonra özel laboratuarlarda hazırlanmaktadır. Bu hazırlık esnasında yeterli miktarda adacık hücresinin izole edilmesi olanağı her zaman yoktur. Laboratuarın başarısında kadavradan elde edilen pankreasın saklanma koşulları ve laboratuara ulaşana kadar geçen zaman önemli unsurlardır. Laboratuarın kendi deneyimi, koşulları ve kalitesi başarıdaki diğer önemli unsurlardır. Nakledilen adacık hücrelerinin bağışıklık sitemi tarafından reddedilmemesi için hastalara yüksek dozda kortizon gibi bağışıklık sitemlerini baskılayan ilaçlar uygulanır. Bu ilaçlar çeşitli yan etkiler yaratabilir ve hasta enfeksiyonlara karşı duyarlı hale gelir. Hastanın mikroplardan arındırılmış bir ortama alınması burada izlenmesi koşulu vardır. Uygulama işlemi için ise karaciğer toplardamarı kullanılır. Bu işlem bölgesel anestezi veya hasta uyutularak ameliyathane koşullarında yapılır. Dolayısıyla genel anestezi uygulanacaksa hasta gerek anestezi gerekse cerrahi işlemin yan etkilerine ait risklerle karşılaşır. Adacık nakillerinde genel olarak nakledilen tüm adacıkların ancak %10-15'i hastanın vücudunda tutunabilmektedir. Bu sayı klinik olarak istenilen sonucu almayı zorlaştırabilir. Dolayısıyla yapılan nakillerin başarılı olma şansı yüksek değildir. Bağışıklık siteminin yanıtı yapılan naklin vücut tarafından kabul edilmesinde bir diğer etken olarak karşımıza çıkmaktadır.
Adacık naklileri sınırlı merkezlerde ve akademik çatı altında yapılmaktadır. Adacık hücresi nakli çeşitli koşullara bağlı olması, uzun bir süreç gerektirmesi ve maliyeti göz önüne alındığında pratik bir yaklaşım değildir. Herşeye rağmen, adacık nakillerinde olumlu sonuç alan hastalar vardır ve bu genç diyabet hastaları insulin bağımlı olmaktan kurtulmuşlardır.
Adacık nakilleri konusunda http://diabetes.niddk.nih.gov/dm/pubs/pancreaticislet sitesinde ayrıntılı bilgi bulabilir ve güncel gelişmeleri izleyebilirsiniz. Adacık nakilleri ile ilgili merkezler ve uygulamalar hakkında iletişim kutusundan ayrıntılı bilgi isteyebilirsiniz.
Adacık nakillerindeki bu sorunlar araştırmacıları genç diyabet tedavisinde günümüz teknolojisinin getirdiği avantajlardan yararlanmaya yöneltmiştir. Bu hastalarda kök hücrelerin kullanımı ile ilgili çalışmalar yapılmaktadır.
Günümüzde kemik iliğinde bulunan kök hücrelerin pankreas adacık hücrelerine dönüştürülmesine yöenelik çalışmalar sürdürülmektedir. Bu çalışmaların temel amacı hastalara kendi kök hücrelerinden yapılmış adacık hücreleri nakletme olanağı sağlamaktır. Bu durumda verici bulunması, hücre izolasyonunda karşılaşılan sorunlar ve hücrelerin reddedilmesi gibi sorunlar giderilmiş olacaktır. Hastaların bağışıklık sistemlerinin baskılanmasına da gerek kalmayacaktır. Sonuç olarak, Tip I diyabet için daha pratik ve başarılı bir hücre tedavisi tekniği elde edilebilecektir.
Tip I diyabet hastalarında adacık hücreleri hastanın kendi bağışıklık sitemi tarafından yok edilmektedir. Adacık hücrelerinin bağışıklık sitemi tarafından yok edilmesini önlemek için hastaya bir vericiden kemik iliği nakli yapılıp bağışıklık sitemi hücrelerinin değiştirilmesi düşünülmüştür. Hayvanlar üzerinde yapılan deneysel çalışmalar tek başına yapılan kemik iliği nakillerinin Tip I diyabet tedavisinde etkili olmadığını göstermektedir. Ancak kemik iliği vericisinden aynı zamanda adacık nakli yapıldığında bu hücrelerin yaşama şansının arttığı bildirilmiştir.
Günümüzde yapılan temel araştırmalar kök hücrelerden insulin salgılayan hücreler üretilebileceğini göstermiştir. Hayvan modellerinde nakilden sonra bu hücrelerin işlev gördüğü bildirilmiştir. Henüz deneysel aşamada olan ve klinik pratiğe yansımamış olan bu çalışmalarda ileride Tip I diyabetin kök hücreler ile tedavi edilebileceği doğrultusunda önemli bulgular elde edilmiştir.