1-Cuma İsmini tarihçesi:
“Cuma” kelime olarak toplamak, bir araya getirmek mânasına gelen “cem” kökünden gelir. Cahiliye devrinde haftanın altıncı gününde cum’a değil “ARÛBE” denilirdi. Bu gün, İslam’dan sonra Cuma ismini almıştır.
Bu ismin veriliş sebebiyle ilgili muhtelif görüşler var;
*Mahlukatın mükemmel şekli o gün cem olundu, tamamlandı.
*Hazreti Âdem’in yaratılışı o gün cem oldu, tamamlandı.
*Ensar, Es’ad İbnu Zürâre ile birlikte bir araya gelince, cematle namaz kılarlar ve o gün Cuma diye isimlendirirler. (Rivayet Meâlen şöyle: Medine Ahalisi, Resûlullah (a.s.v.) ın hicretle gelmesinden ve Cuma ile ilgili farz inmesinden önce toplanırlar.
Ensar dedi ki;
-“Yahudilerin bir günü var, her yedi günde bir kere toplanırlar. Hiristiyanlar da böyle. Gelin bizde bir gün tesbit edelim, o gün toplanalım. Allah’ı zikredip ibadet yapalım, şükr edelim.’Arube gününü bu toplanma günü yaptılar. Es’ad ibnu Zürâre’de o gün toplandılar. “Ey İman edenler, Cuma günü ezan okunduğu vakit Allah’ın zikrine koşun” Cuma suresi Ayet 9 Bu rivayet, o sahâbelerin içtihadla o günü seçtiklerini ve isminin böylece Cuma olduğunu ifade eder.”)
AÇIKLAMA:
(“-Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Mus’ab Bin Umeyr (r.a) i Medineye emir olarak gönderdiğinde Cuma namazının Es’ad Bin Zürare (r.a) nın imamlığında kılınmasını emir etmiş ve Nekil-hadamat köyünde ilk cuma namazını kılınmıştır”) Kayank: (Nihayetül Muhtaç) Haşiyetü Ebuddiye Nureddin Ali Bin Ali Eşşibramlesi- “Cilt:2 Sayfa:285″
*Ka’b İbnu Lüey, kavmini o gün toplar, haramlara ta’zim göstermelerini emreder, kendi nelinden bir Peygamber geleceğini haber verirdi. Bu sebeple Cuma adı verildi.
*Bu toplanma işini yapanın Kusayy olduğu da söylenmiştir.
*Cuma isminin verilişi, o günde halkın namaz için toplanması sebebiyledir. İbnu Huzeyme bu görüşte ısrar eder. “ Çünkü der, bu İslami bir isimdir. Cahiliye devrinde yoktur, daha önce arûbe deniyordu.” Der.
İbnu Hacer (r.a.), bu görüşe itiraz eder ve der ki;
-“Lugatçılar der ki: Arûbe cahiliye devrine ait eski bir isimdir.”
Cuma için de şunu derler:
-“Bu arûbe denen gündür. Görünen şu ki; Araplar haftanın yedi gününün isimlerini zamanla değiştirdiler.
Önceki isimler şöyle idi;
Evvel (birinci gün, PAZAR)
Ehven (PAZARTESİ)
Cebbar (SALI)
Debbar (ÇARŞAMBA)
Mü’nis (PERŞEMBE)
Arûbe (CUMA)
Sebbâr (CUMARTESİ)
Cevheri (r.a.) der ki;
-“Araplar, kadim isimlendirmede Pazartesi gününe ‘EHVEN’ diyorlardı.”
Bu da gösterir ki onlar haftanın günlerine yeni isimler verdiler. Bunlar halen herkesçe bilinip kullanılan isimlerdir. Es-Sebt (Cumartesi), El-Ehad (Pazar), El-İsneyn (Pazartesi) v.s. gibi.
*Arûbe’yi Cuma olarak ilk isimlendirenin Ka’b İbnu Lüey’in olduğu da söylenmiştir. Cuma’ya cahiliye Araplarının çevirip, arûbe şaklindeki ismini de ibkâ ettiklerini söyleyenlerin, bunu te’yid eden hususi rivayete ihtiyaçları vardır (Aksi takdirde desteksiz iddiada bulunmuş olurlar.)”
CUMA GÜNÜN FAZİLETİ:
Cuma gününü, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)
-“Mü’minlerin bayramı” olarak tavsif buyurur. Bayram, bir kısım imtiyazları ve hususiyetleri sebebiyle bir günün diğer günlerde olmayan, o güne has bazı umumi merasimlerle kutlanmasıdır.
Kütüb-i sitte Cilt 8 Sayfa 329
Cuma’nın Fazilet: 2
Hadis:322;
Ebu Lübabe ibnu Abdilmünzir Radiayyalahu anh anlatıyor;
Resulullah Aleyhisselatu ve sellem) buyurdular ki;
-“Cum’a günü (haftanın diğer) günlerinin efendisidir. Allah katında da en mühim olanıdır. O, Allah katında, Kurban veRamazan bayramı günlerinden daha mühimdir. Bu günün beş hasleti vardır;
*Allah, Adaem (aleyhis selam) ı o günde yeryüzüne indirdi.
*Allah Adem (aleyhis selam) ın ruhunu o gün kabz etti.
*O günde bir saat vardır ki, kul o saatte Allah’tan haram bir şey taleb etmedikçe her ne isterse mutlaka kendisine talebi verilir.
*Kiyamet da o gün kopacaktır.
*Bütün mukarreb (Allah’a yakın) melekler, sema, arz, rüzgar, dağ, deniz hepsi o günden korkarlar.”
Kütüb-i Sitte: 17 cilt sayfa 36
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Yeryüzünde en kıymetli gün olan Cum’a günü hatırına günahlarımızı afv eylesin. Amin