Bir tanem! Son mektubunda: “Başım sızlıyor yüreğim sersem!” diyorsun.
“Seni asarlarsa seni kaybedersem;” diyorsun; “yaşayamam!”
Yaşarsın karıcığım, kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgârda; yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısı en fazla bir yıl sürer yirminci asırlarda ölüm acısı.
Ölüm bir ipte sallanan bir ölü. Bu ölüme bir türlü razı olmuyor gönlüm. Fakat emin ol ki sevgili; zavallı bir çingenenin kıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eli geçirecekse eğer ipi boğazıma, mavi gözlerimde korkuyu görmek için boşuna bakacaklar Nâzım’a!
Ben, alaca karanlığında son sabahımın dostlarımı ve seni göreceğim, ve yalnız yarı kalmış bir şarkının acısını toprağa götüreceğim…
Karım benim! iyi yürekli, altın renkli, gözleri baldan tatlı arım benim; ne diye yazdım sana istendiğini idamımın, daha dava ilk adımında ve bir şalgam gibi koparmıyorlar kellesini adamın. Haydi bunlara boş ver. Bunlar uzak bir ihtimal. Paran varsa eğer bana fanila bir don al, tuttu bacağımın siyatik ağrısı, Ve unutma ki daima iyi şeyler düşünmeli bir mahpusun karısı “Karıma Mektup”, Nazım Hikmet’in eşi Piraye’ye yazdığı şiirlerden sadece bir tanesidir. 20 yıllık beraberliklerinin yaklaşık 14 yılını Nazım hapiste geçirmiştir. Yalnızca birkaç yıl birlikte olabilmişlerdir. O da baskılar, duruşmalar, izlenmeler eşliğinde… Piraye, Nazım Hikmet’in hayatında çok önemli bir yere sahiptir. Şairin ilham kaynağı, rehberi olmuştur. Nazım, içeride yazdığı şiirleri Pirayesine gönderirdi ve görüşlerini belirtmesini isterdi. Piraye Nazım için çok iyi bir eleştirmendi ve onun görüşlerine son derece önem verirdi. “Benden uzak, fakat yeryüzünün en akıllı ve en büyük kadınına yakın yaşadım. Beni adam eden, beni insan eden kadının tesiri yaratıcıdır.” Demiştir Nazım eşine bir mektubunda. Piraye’nin, Nazıma yazdığı mektuplar o kadar şiirseldi ki, şair şiirlerini bu mektuplardan esinlenerek yazardı. Piraye Nazım’ı sevdikten sonra, onun tüm çilelerine ortak olmuş ve bundan hiç şikayet etmemiştir. Aksine büyük bir şevkat, sevgi ve bağlılık göstermiştir eşine. Hatta şair bir mektubunda; ” Sana yazarken öyle içli bir çocuk oluyorum ki mütemadiyen nazlanmak istiyorum.” Demiştir Pirayesine. Nazım Hikmet, Yaşar Kemal’le sohbetlerinde de eşi pirayeden söz ederken; “Yarısıdır bütün yaşamımın; temelidir şiirimin.” Demiştir. Piraye Nazım için o denli önemlidir ki, edebiyatımızın en önemli eserlerinden biri olan Memleketimden İnsan Manzaraları’nı eşi Piraye’ye ithaf etmiştir. Nâzım Hikmet, cezaevindeki ilk yıllarında Piraye’ye mektup yazmaya başladığında ceviz ağacından büyük bir tahta sandık yapmış, bu sandığın üzerine “P” ve “N” harflerini kazımış, ve sandığı Piraye’ye göndermiştir. “Sana yazdığım mektupları bu sandıkta sakla” demiştir. Yüzlerce mektup bugün hâlâ Piraye’nin evinde o sandığın içinde duruyor. Piraye, Nazım hikmet’ten ayrıldıktan sonra bile onu çok sevmiş ve hiç evlenmemiştir.