Yüzlerce sır ve şifre taşıyan faziletli bir duadır.
Asıl sırlar ve şifreler kul ile Allah arasında mevcuttur.
Peygamberimiz (S.A.V) bir hadiste bu önemli gerçeği şöyle anlatıyor:
"Allahu Teâlâ buyurdu ki: Ben namaz suresi olan Fatiha'yı kendimle kulum
arasında yarı yarıya paylaştırdım. Yarısı Benim, yarısı da kuluma
aittir. Bu vesile ile kulum bütün istediklerine kavuşacaktır.
Kul, 'Elhamdü lillahi Rabbi'l-âlemîn' (Hamd, Alemlerin Rabbi olan
Allah'a aittir) dediği zaman, Allah, 'Kulum Bana hamdetti' buyurur.
Kul, 'Er-Rahmâni'r-Rahîm' (O Rahman'dır, Rahîm'dir) dediği zaman, Allah,
'Kulum Beni methetti' buyurur.
Kul, 'Mâliki yevmiddîn' (Din Gününün Sahibidir) dediği zaman, Allah,
'Kulum Beni tazim etti, işlerini Bana havale etti' buyurur.
Kul, 'İyyâke na'büdü ve iyyâke nestaîn' (Yalnız Sana kulluk eder, yalnız
Senden yardım isteriz) dediği zaman, Allah, 'İşte bu kulumla kendi
aramdadır ve kulumun dilediği de onundur' buyurur.
Kul, 'İhdine's-sırâta'l-müstekîme
sırâtallezîne en'amte aleyhim ğayri'l-mağdûbi aleyhim veleddâllîn'
(Bizi doğru yola ilet. Kendilerine nimetler verdiğin kullarının yoluna
ilet. Gazabına uğramış yahut sapmış olanların yoluna değil) dediği
zaman, Allah, 'İşte bu kulumundur ve kulumun istediği de onun hakkıdır'
buyurur."
Kur'ân'ın en faziletli suresi Fatiha olduğu gibi, en faziletli âyeti de
yine Fatiha'nın bir âyetidir.
Fatiha, sevabı bakımından İhlas Suresi gibi Kur'ân'ın üçte birine denk
geliyor:
İbn Abbas'ın rivayetine göre Resulullah (a.s.m.) bu hususu şöyle dile
getirmiştir:
"Fatiha sevap bakımından Kur'ân'ın üçte birine denktir."
Bir işe başlarken Bismillah denmesi gerektiği gibi, Fatiha okunması da
tavsiye ediliyor.
Ebû Hüreyre'nin rivâyetine göre Resulullah (a.s.m.) şöyle buyurmuştur:
"Hayırlı bir iş Elhamdülillah ile başlamazsa sonu kısıktır,
bereketsizdir."
Fatiha'yı okuduktan sonra "Veleddâllîn" deyince hemen arkasından "Amin"
demek sünnettir. "Amin"in önemini ve Allah katındaki yerini
Peygamberimiz'den (a.s.m.) öğreniyoruz.
"Amin, mü'min kullarının diliyle Rabbülâlemin'in mührüdür."
Fatiha muhtevası ve manası, zenginliği ve içinde barındırdığı derinlik
itibarıyla da bambaşka bir güzelliğe sahiptir.
İmam Buhârî'nin rivayetine göre, Hasan Basrî bu konuda şöyle diyor:
"Allah bütün semavî kitapların ilmini Kur'ân'da; Kur'ân'da mevcut olan
ilimleri de Fatiha Suresi'nde toplamıştır. Fatiha'nın tefsirini öğrenen
bütün semavî kitapların tefsirini öğrenmiş gibi olur."
Fatiha maddi ve manevi her derde deva, her hastalığa şifa ve her
sıkıntıya ilaçtır.Abdülmelik bin Umeyr'in rivayet ettiği bir hadiste
Peygamberimiz (a.s.m.) bu hakikati şu sözleriyle dile getirmiştir.
"Fatiha Suresi her derde devadır."
"Fatiha bütün dertlere karşı şifadır."
"Fatiha Suresi, zehirden kurtulmak için bir şifadır."
Fatiha nazara, göz değmesine karşı da bir şifa kaynağıdır.
İmran bin Husayn'ın rivayetine göre Resulullah (a.s.m.) şöyle
buyurmuştur:
"Fatiha'yı ve Ayete'l-Kürsi'yi bir kul okursa, o gün ona insan ve cin
nazarı değmez."