TBMM deprem uzmanlarıyla görüşerek Türkiye'nin deprem riski haritasını çıkardı. Buna göre, İstanbul dışında Ege’de tsunami olabileceği, Bingöl civarı ile Maraş-Kırıkhan fay bölgesinin de risk taşıdığı belirtildi.
MERİÇ TAFOLAR'ın haberiDeprem riskini araştırmak üzere Ak Parti İstanbul Milletvekili İdris Güllüce başkanlığında kurulan 16 üyeli TBMM Araştırma Komisyonu’nun çalışmaları sırasında, Türkiye’nin kapsamlı bir deprem haritası hazırlandı. Uzmanlar, 28 Ocak’ta kurulan komisyona bilgi verdi. İstanbul, Ege Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi üzerinde ağırlıklı olarak duran uzmanlar, Türkiye’de Kuzey Anadolu fayı ve Doğu Anadolu fayı olmak üzere iki büyük fay hattı bulunduğunu, Ege Bölgesi’nde bulunan fayların da büyük bir deprem oluşturma riski taşıdığını anlattı. Uzmanlar, bundan sonraki depremin, Kuzey Anadolu fayında Marmara Denizi’nde, Doğu Anadolu fayında Elazığ’ın Palu ilçesiyle Bingöl arasındaki bölgede olmasının beklendiğini anlattı.
Ortaya çıkan tablo şöyle:
İSTANBUL: Kuzey Anadolu fayı boyunca beklenen deprem Marmara Denizi’ndeki fay boyunca olacak. En fazla hasarı İstanbul üzerinde verecek. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi Başkanı Murat Nurlu, İstanbul’da olası bir depremin şiddetinin en az 7 büyüklüğünde olacağını ve 32536 kişinin öleceğini ve 81828 kişinin yaralanacağını söyledi.
Tuzla, Kartal, Maltepe uyarısıİstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Naci Görür ise şunları söyledi: “Beklenen deprem 7.2’den az olmayacak. 70 kilometrelik hat bir kerede kırılacak. Kumburgaz çukuru, Büyükçekmece’ye 10 kilometre mesafeden geçiyor ve bu nedenle çok tehlikeli olacak. Adalar’ın güneyinden geçen Çınarcık çukuru kırılırsa, bu da 7.0 büyüklüğünde bir deprem üretecek. En olumsuz senaryo, tamamının tek bir seferde kırılması. Bu da tahmini olarak 7.6 büyüklüğünde bir deprem yaratacaktır.” Görür, Çınarcık yakınındaki küçük fayların kırılması durumunda 6.0 büyüklüğünde bir depremin beklendiğini ancak, bu bölgenin tsunami yaratma riski bulunduğunu ve Tuzla’nın güneyinin risk altında olduğunu ifade etti. Görür, Kartal, Maltepe ve Pendik bölgeleri için de uyarılarda bulundu.
700 kamu binası tehlike içindeODTÜ Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Prof. Murat Balamir, beklenen İstanbul depreminde 3.5 ila 3.8 milyon kişinin heyelan, sıvılaşma, su baskını ve tsunami gibi özel tehlikelere maruz kalacağını bildirdi. Balamir, 700’ü aşkın kamu hizmet binasının yer değiştirmesi ya da güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Röleve Anıtlar Müdürlüğü’nde görevli mimar Sevinç Özek Terzi ise İstanbul’da 7.5 büyüklüğünde bir depremin meydana gelmesi durumunda, kültürel varlıkların yüzde 10 ila 20’sinin yıkılacağının, yüzde 30’unun hasar göreceğinin tespit edildiğini anlattı. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi tarafından hazırlanan raporda da depremin ardından İstanbul’da 70 bin binanın ağır, 200 bin binanın da orta hasar alacağı tespiti yapıldı. Raporda, 70 ile 150 bin arasındaki insanın yaşamını yitireceği, 160 ile 200 bin arasındaki kişinin yaralanacağı kaydedildi.
Girit-Rodos Ege’yi etkilerEGE: TMMOB Yönetim Kurulu üyesi ve İstanbul Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği öğretim üyesi Yrd. Doç. Oğuz Gündoğdu, Ege Bölgesi’nde uzun zamandır deprem olmadığını belirterek, “Hareketlilik bizim açımızdan iyidir. Ege Bölgesi şu an çok sessiz. Biz sessizlikten hazzetmeyiz” dedi. Gündoğdu, Girit ve Rodos adaları merkezli bir depremin, Ege Bölgesi’nde büyük bir tsunami yaratabileceği uyarısında bulundu.
MARAŞ-KIRIKHAN BÖLGESİ DE RİSKLİDOĞU ANADOLU: MTA’da görevli Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Erdal Herece, Elazığ’da meydana gelen depremin bölgede beklenen deprem olmadığını belirtti. Herece, “Palu’nun doğusu ve Bingöl arasında 7 ve üzeri büyüklükte deprem riski sürüyor” dedi. Samsa Boğazı ve Bingöl Yedisu arasında büyük bir deprem beklediklerini kaydeden Herece, Maraş-Türkoğlu ve Türkoğlu-Kırıkhan fay bölgesinin de risk taşıdığını söyledi. Herece, Suriye’deki fay hareketliliğinin Hatay bölgesini etkileyeceğini bildirdi.
DİĞER İLLER: ODTÜ Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Polat Gülkan, İstanbul üzerinde yoğunlaşılmasını eleştirerek, Bursa, Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş, Denizli ve Bolu’nun da en az İstanbul kadar riskli olduğunu vurguladı.
7 saniye önce deprem sinyaliİstanbul için deprem erken uyarı sisteminin hazır olduğunu belirten Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (BÜ-KRDAE) Müdürü Prof. Mustafa Erdik, “Eğer bizden talep edilirse, Japonya’da olduğu gibi ‘deprem’ sinyalini televizyondan verebiliriz. Bu sistemi depremi önceden tahminle karıştırmamak gerekir” dedi. Erdik erken uyarının İstanbul için taşıdığı önem hakkında Milliyet'in sorularını yanıtladı.
Sistem nasıl çalışıyor?Marmara’da kurduğumuz istasyonlar, 24 saat boyunca, sürekli olarak kaydettiği verileri BÜ-KRDAE Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı’nda bulunan Ana Veri Merkezi’ne uydu ve radyolink vasıtasıyla aktarıyor. Veriler, ana merkezdeki bilgisayarda çalıştırılan özel bir yazılım tarafından sürekli kontrol ediliyor. Depremin olup olmadığına yazılım karar veriyor. Arkasından, otomatik olarak üretilen alarm sinyalini kullanıcıların bilgisayarına aktarıyor.
Erken uyarı sinyali kaç saniye öncesinden geliyor?Deprem erken uyarı sinyali, fayın yırtılma şekil ve özelliklerine, deprem kaynak parametrelerine ve kullanıcının konumuna bağlı olarak İstanbul için 2-15 saniye arasında değişir. Ortalama bir değer olarak 7 saniye alınabilir.
Süre değişebilir mi?Eğer kırılma Ganos fayında yani Tekirdağ’da olursa İstanbul’a 15 saniye önceden sinyal gönderebiliriz. Eğer kırılma daha yakın olursa örneğin Adalar fayında, o zaman 2-3 saniye önceden sinyal gider. Deprem erken uyarı sinyalinin alındığı bilgisayarın komutasıyla, emniyetli durdurma sistemlerinin devreye girmesi ve tehlike doğurabilecek işlemlerin anında kesilmesi mümkün.
İnsanlar bu kadar kısa süreden faydalanabilir mi?Japonya’da deprem erken uyarı sinyalinin alınmasını takiben televizyon ekranlarında, radyoda ve bazı GSM servisini kullanan cep telefonlarına anında özel bir mesaj veriliyor. İnsanlar o an korunabildikleri kadar korunabiliyorlar. Ancak, bizim için, bu erken uyarının asıl amacı kritik kurum ve kuruluşlar.
Bu sistemle neler yapılabilir?İlgili kurum ve kuruluşlara otomatik olarak iletilmesiyle yüksek gerilim hatlarındaki akımın kesilmesi, fabrika, nükleer tesis ve rafinerilerin tehlike yaratabilecek faaliyetlerinin durdurulması, toplu taşıma araçlarının durdurulması, köprü sinyalizasyonlarının uyarılarak tedbirlerin alınması, gaz dağıtımın kapatılması v.b. gibi çok önemli tedbirlerin alınması mümkün.
Milliyet