Her ne kadar Bilgin Gökberk, "İyi ki İskoçya'da doğmamışız, böyle sıkıcı bir milli sporumuz olacaktı" dese de Engin Günaydın Vavien filmi ile Körlingi romantik yönüyle tanıtmıştı bize. Ciddi yönünü ise Cemal Demir anlatıyor.
Cemal DEMİR'in haberi Birçoğumuz, tek kanallı televizyon günlerimizdeki olimpiyat yayınları ile mecburen tanışmak zorunda kaldık bu sporla. Bir sporcunun buzda taş kaydırması ve iki sporcunun da taşın önünde süpürgeleriyle buzu süpürmesi nerden baksan komik geliyordu. Seyircilerinde ve oyuncularında neden bu kadar heyecan yarattığını ve neden bu kadar anlam verildiğini bir türlü anlayamasak da değiştirecek kanalımız olmadığı için seyretmek zorunda kalıyorduk o yıllarda.
1990’lı yıllarda çok kanallı televizyona geçtikten sonra, kış olimpiyat oyunları meraklısı dışında pek kimseye hitap etmediği için körlingi de unuttuk. Ancak, özellikle kuzey ülkelerinde oldukça sevilen ve ciddiye alınan bir spor olan körling (curling), devam eden Vancouver Olimpiyatı ile küresel bir spor olma yolunda tarihinin en altın çağını yaşıyor. Daha 4 yıl önce, Torino kış olimpiyatlarındaki Amerikan körling takımına kaptanlık yapan 54 yaşındaki Scott Baird, kış olimpiyatları tarihinin en yaşlı sporcusu olarak rekor kırmıştı. Bu yaşlı oyuncularla beraber körling de unutulur gider diye iddia edenler olurken, beklenmedik birşey oldu. Bu yıl olimpiyata katılan körling takımları yaş ortalaması ile sporun en genç kuşağını temsil ediyor. Öyle ki İngiliz takımının sadece 19 yaşında olan kaptanı Eve Muirhead gençlik rekoru kırdı.
Homer Simpson körling oyuncusu olursa…
Genç kuşağın körlinge artan ilgisinin en somut göstergelerinden biri de bu yıl olimpiyatın en süpriz yarışmacısı oldu. Olimpiyata Simpson ailesi de katıldı. 20 yıldır aralıksız yayınlanan efsane çizgi filmin bu haftaki bölümünde, Homer Simpson ve eşi Marge, Vancouver’da körling müsabakacısı olarak yer alınca, Olimpiyat köyünün de en çok konuşulan konularından biri haline geldiler. Hayatlarının önemli bir kısmı, ‘’Ne yapmaya çalışıyorsunuz o buzun üstünde? Neden süpürüyorsunuz?’’ sorularına cevap vermeye çalışmakla geçen körling sporcuları ise, bu popüler ilgiden en çok memnun olanlar.
Peki nedir körling? Körlinge dair en eski kayıt 1541 yılında İskoçya’da oynandığını gösteriyor. 4’er oyuncudan oluşan iki takımın mücadelesi şeklinde gerçekleşiyor. 1924 yılında olimpiyatta spor olarak yer almıştı. Ancak daha sonra olimpiyat dışı kaldı. 1988 Calgary ve 1992 Albertville kış olimpiyatlarında gösteri sporu olarak yer aldı. 1998 Nagano olimpiyatından beri olimpiyatta resmi spor olarak yer alıyor. Körling oynanan mekanlara genel olarak ‘rink’ deniyor. Aynı zamanda takımlardan her biri de ‘rink’ diye adlandırılıyor. Mücadelenin yapıldığı yaklaşık 45 metrelik buz pistine ise ‘’sheet (levha)’’ deniyor. ‘Sheet’te kaydırılan granit taşların, çember şeklindeki hedeflere sokulması mücadelesine dayanıyor. Sapından dolayı çokça ütüye benzetilen granit taşların her biri 20 kilogram ağırlığında. Mücadele ‘end’ denilen 10 devreden oluşuyor. Her ‘end’te iki takımın da dörder oyuncusu ikişer defa taşı buzda kaydırıyor. Takımın iki oyuncusu ise ellerinde ‘broom’ adı verilen süpürgelerle kayan taşı hedefe ya da istenen yere doğru yönlendiriyor. Körlingin en akılda kalan hareketi olan bu süpürme işleminin amacı buzun yüzeyindeki pürüzleri gidermek değil. Bu süpürme işlemi buzun yüzeyinin sıcaklığını 1-2 derece yükseltmekte bu da kayganlığı artırmakta. Amaç, ‘sheet’in sonundaki ‘house(ev)’ denen içiçe çemberlerde taşın istenen yerde durması. Her ‘end’ sonunda en içteki çembere(button) en yakın taşlar puan olarak kaydedilir. Evin merkezi dışındaki çemberlerde rakibin taşından daha uzakta duran taşlar puanlamaya giremiyor. Oyun sonunda en fazla puanı toplayan takım kazanır. Rakibin taşlarının durduğu yerler, strateji belirleme, sonraki hamleleri hesaplama gibi unsurları sebebiyle ‘buz satrancı’ diye de nitelendirilmekte. Nitekim kaydırılan her taş tam merkeze yerleşmesi için fırlatılmaz. Bazen rakibin taşını çember dışına atmak bazen perdeleme yapmak, bazen bir sonraki hamleyi şekillendirmek için de uygun yerlere doğru kaydırılabilir. Takımların en önemli elemanı, işte bu stratejik hamlelere karar veren ‘skip’ denilen kaptandır. Genellikle her ‘end’te en son iki atışı kaptanlar kullanır. (Haber 7)