Büyük Selçuklu Devleti (
Arapça:
السلاجقة al-Salācike,
Farsça:
سلجوقيان Salcūkiyān),
Selçukluların kurduğu ilk devlettir.
Göçebe Türklerde bozkırdaki ırmakları geçiş büyük önem arzediyordu.Oğuznamede salı keşfeden kişi boyun önemli bir atası sayılmaktadır.Hanedanın atası olan
Selçuk Bey tarafından temeli atılan bu devlet
Bağdat'ı kendine başkent yaparak
Abbasi halifesinin koruyucusu konumuna erişti.
1092 yılında Selçuklu hükümdarı
Melikşah'ın ölümünden sonra bölünmeye uğradı. Selçuklular tarafından kurulan diğer devletler
Kirman Selçuklu Devleti,
Irak Selçuklu Devleti,
Suriye Selçuklu Devleti ve
Anadolu Selçuklu Devleti'dir.
1040-
1157 yılları arasında hüküm süren Büyük Selçuklular, en güçlü oldukları dönemde
Harezm,
Horasan,
İran,
Irak,
Suriye,
Arap Yarımadası ve
Doğu Anadolu'ya egemen olmuş bir
Türk devletidir. Kapladıkları alan doğuda
Balkaş ve
Issık Gölleri, Tarım Havzası; batıda
Ege ve
Akdeniz sahilleri , kuzeyde
Aral Gölü,
Hazar Denizi ,
Kafkasya,
Karadeniz; güneyde
Arabistan dahil
Umman Denizi'ne kadar ulaşıyordu (10.000.000 km
2).
www.sosyaldersleri.com/tarih/images/aselcuk.jpg&h=78&w=122&usg=__3NEjz1XLXZyYLb6CL003954s6OU=" style="width: 122px;height: 78px" border="0" alt=""/>www.2023bilgitoplumu.com/resimler/buyukselcuklu.gif&h=78&w=122&usg=__pmBjI5AXUnSH-5J7XsMQvc6JzhU=" style="width: 122px;height: 78px" border="0" alt=""/>Kuruluş Kınık boyu Orta Asya'daki Oğuz boylarından biriydi. Selçuk Bey Hazar İmparatorluğunda subaşı(Ordu komutanı) görevindeydi. Selçuk Bey giriştiği taht mücadelesini kaybedince 10. yüzyılın ikinci yarısında ailesi ve ordusu ile birlikte İran yönüne göç ettiler. Bu göçebe topluluk Karahanlılara ve Samanilere savaşlarda asker vererek karşılığında geniş otlaklar elde etti. Burada müslümanlığı benimsedikten sonra Samaniler Devletinin yönetiminde söz sahibi oldu. Samaniler Devleti yıkılınca Selçuk Bey, Müslüman halkıyla birlikte Horosan bölgesine yerleşti. Selçuk Bey'in 1009'da ölümünden sonra daha da güneye indiler.Selçuk Bey'in oğlu
Arslan Bey'in yönetiminde,
Karahanlıları ve
Gaznelileri endişelendirecek kadar güçlendiler.
Arslan Bey'in Gaznelilerce tutuklanması ve
1032'de ölmesinden sonra, Selçuk Bey'in torunları
Tuğrul Bey ve
Çağrı Bey bağımsızlıklarını elde etmeye giriştiler. Selçukluların teşkilatlı devlet düzenine girmesi bu döneminde oldu. Devletin ilk yöneticisi
Tuğrul Bey'di. Selçuklular
1035'te büyük bir Gazneli ordusunu yenerek Horasan içlerine doğru ilerlediler.
1037'de de, bugünkü
Türkmenistan’da yer alan
Merv kentini ele geçirdiler.
1038'de Gaznelileri ikinci kez yendiler ve
Nişabur kentine girerek bağımsızlıklarını ilan ettiler. Tuğrul Bey sultan sanıyla hükümdar ilan edildi ve Büyük Selçuklu Devleti de böylece kurulmuş oldu...
Devletin genişlemesi ve yıkılması Dandanakan ve Pasinler savaşları : Dandanakan Savaşı : Pasinler Savaşı Gazneli I. Mesut, Büyük Selçuklu Devleti’ni ortadan kaldırmak amacıyla güçlü bir orduyla Selçuklu topraklarına girdi. Gazneli ve Büyük Selçuklu orduları, Merv yakınlarında Dandanakan denen yerde karşılaştılar. Mayıs
1040’ta yapılan
Dandanakan Savaşı'nda, Büyük Selçuklular Gazneli ordusunu ağır bir yenilgiye uğrattı. Bu savaştan sonra Büyük Selçuklu Devleti’nin Harzem ve Horasan'da varlığı kesinlik kazandı. Tuğrul Bey, bu savaşın ardından giriştiği fetihlerle bütün
İran'ı denetimi altına aldı. 1041'de
Kirman, 1042'de
Harzemşahlar ve Kakuveyhîler,
Cürcan'da Ziyarîler ve Misafirîler,
Hamedan ve
İsfahan şehirleri, 1051'te
Şiraz'daki Kalicarîler, 1052'de
Umman, 1054'te
Tebriz'deki Revadîler,
Diyarbakır'daki Mervanîler,
Hille'deki Mezyedîler,
Musul'daki Ukaylîler, 1056'da
Huzistan'daki Hezâresbîler ve
Büveyhoğulları'nın toprakları Büyük Selçuklu Devleti'ne katıldı. Devletin sınırları, batıda
Bizans, güneybatıda
Abbasiler, kuzeybatıda
Gürcistan topraklarına dayandı.
18 Eylül 1048'de
Erzurum yakınlarındaki Pasinler Ovası'nda birleşik
Bizans-
Gürcü ordusuyla yaptığı
Pasinler Savaşı'nı kazanan Büyük Selçuklular,
Doğu Anadolu içlerine akınlar düzenlemeye başladılar.
İslam dünyasının dinsel önderi konumundaki
Abbasiler, bu dönemde
Bağdat'ı elinde tutan
Büveyhilerin siyasal baskısı altındaydı. Tuğrul Bey, Halife Kâim'in çağrısı üzerine 15 Aralık
1055'te
Bağdat'a girdi ve Büveyhileri halifeliğin merkezinden çıkardı. Bu olayın ardından Büyük Selçukluların İslam dünyasındaki itibarı arttı.
Alparslan ve Melikşah Karakuş Dönemleri : Alp Arslan : Malazgirt Savaşı Tuğrul Bey
1063 yılında ölünce kardeşi
Çağrı Bey'in oğlu
Alp Arslan tahta geçti. Alp Arslan Büyük Selçuklu topraklarını daha da genişletti.
1071'de
Malazgirt Savaşı'nda Bizans İmparatoru
Romen Diyojen'i yenerek tutsak aldı.
Malazgirt zaferinin asıl önemi,
Anadolu'yu Türklere açmış olmasından gelir. Anadolu içlerine akınlarını sürdüren Büyük Selçuklu komutanları yeni topraklar ele geçirdiler ve bağımsız yeni devletler kurdular.
Alp Arslan
1072'de ölünce Büyük Selçuklu Devleti’nin başına oğlu
Melikşah geçti.
1072-
1092 arasında hüküm süren Melikşah dönemi, Büyük Selçuklu Devleti’nin en parlak dönemi oldu.
Süleyman Şah komutasında Anadolu'yu fetheden Türk ordusu 1077'de tarihi Hıristiyan şehirlerinden
İznik'i alarak Marmara Denizi, 1081'de
İzmir'in fethiyle Ege, 1084'te
Sinop'u fethiyle Karadeniz kıyılarına ulaştı. Ocak 1085'te
Antakya ve 28 Şubat 1087'de
Urfa ele geçirildi.
Diğer bölgelerde de seri fetihler devam etti. 1071'de Selçuklu komutanı
Atsız Bey Suriye,
Lübnan,
Kudüs ve
Filistin'i fethetti. Ekim 1074'te
Akka'yı, 10 Haziran 1076'da bölgenin merkezi
Şam'ı Türk topraklarına kattı. 1076'da
Kahire'yı başarısız kuşatma girişiminde bulundu.
Artuk Bey ise Ocak 1077'de
Lahsa,
Katif,
Kuveyt ve
Bahreyn'i aldı. Haziran 1087'de Lübnan'da Sayda zaptedildi.
1070-1072 arasında geçici olarak Selçukluların eline geçen
Hicaz 1080'den sonra kalıcı olarak Türk topraklarına katıldı ve Kızıldeniz'e çıkıldı. 1092'de
Yemen,
Aden ve
Lahec'in fethiyle Hint Okyanusu'na ulaşıldı.
Doğuda ise 1074'te
Semerkant fethedilerek
Batı Karahanlı Devleti, 1089'da
Kaşgar fethedilerek
Doğu Karahanlı Devleti Selçuklu tâbiyetine alındı.
Selçukluların saldırılarına maruz kalan Bizans İmparatorluğu özellikle
Komnen Hanedanını hüküm sürdüğü 1081-1185 yılları arasında Malazgirt Savaşı'nın yarattığı bozgun durumunu durdurmuş ve
Komnen Restorasyonu diye adlandırılan dönemde Selçuklu yayılması engellenmiş ve geriletilmiştir. Bunda Anadolu'da Haçlı Seferlerinin yarattığı yeni güç dengesi ve özellikle
II. Ioannes Komnen'nin başarılı diplomasisinin de büyük payı vardır.
Melikşah Büyük Selçuklu Devletinin en parlak döneminin yaşandığı zamandır. Bu önemli devlet adamının 37 yaşındayken
1092 yılında bir saray entrikası neticesinde öldürülmesi Ortadoğu tarihinin yazgısını değiştirebilecek nitelikte bir olaydır. Nitekim dört yıl sonra Andolu ve Suriye üzerinden Kudüs'e yönlenen
I. Haçlı Seferi karşısında derli toplu bişr güç bulamadığından başarıya ulaşmı ve iki yüzyıl sürecek Müslüman-Haçlı mücadelesi başlamıştır.
Gerileme ve Dağılma dönemi [değiştir]Melikşah'tan sonra sırasıyla başa geçen
I. Mahmud (
1092-
1094),
Berkyaruk (1094-
1105),
Müizzeddin Melikşah (
1105-
1105) ve
Mehmed Tapar (
1105-
1118) dönemlerinde Büyük Selçuklu Devleti gücünü ve eyaletlerdeki merkezi denetimini giderek yitirdi.
1118'de tahta çıkan
Ahmed Sencer’in ülke topraklarını yeniden birleştirme çabası da başarılı olduysa da devlet hiçbir zaman Melikşah dönemindeki sınırlarına ve otoritesine kavuşamadı. 1128 yılında Doğudaki Doğu ve Batı
Karahanlı Devletlerine boyun eğdiren
Karahitaylar Selçuklu Devleti ile komşu oldu ve baskı yaratmaya başladı. 1141 yılında Karahitay ve Selçuklu orduları arasındaki
Katvan Savaşı'nda yenilgiye uğrayan Selçuklu Devleti hızlı bir dağılma sürecine girdi. Karahitayların devletin en verimli toprakları olan
Maveraünnehir'i işgal etmeleri Selçuklu Devleti'nin ekonomisini ve ordusunu iyice sıkıntıya soktu. Sultan Sencer, giderek artan ekonomik buhran nedeniyle ayaklanan göçebe Oğuzlara
1153'te tutsak düştü. İki yıl sonra kaçarak kurtulduysa da ülkede iktidarını yeniden sağlayamadan
1157’de öldü. Büyük Selçuklu Devleti böylece sona erdi.
Hanedan üyeleri yönettikleri bölgelerde bağımsız davranmaya başladılar. Daha önce bağımsızlıklarını ilan etmiş olan Selçuklu hanedanın kurduğu devletlerden yalnızca
Anadolu Selçuklu Devleti, yüz yılı aşkın bir süre daha ayakta kalabildi. Ayrıca devletin gerilemesinin sebepleri arasında
Haçlı seferleri,
Fatimiler ile olan çatışmalar,
Hasan Sabbah'ın Batinilik propogandaları ve Oğuz boylarının ayaklanmaları sayılabilir. Bunun sonucunda ise
Abbasi padişahları Selçuklu egemenliğinden kurtulmak için bir takım çalışmalar yürütmüştür. Bunlar Selçuklu Devleti'nin yıkılmasına neden olan etkenler ve nedenlerdir. Özet olarak Selçuklu Devletinin yıkılma nedenleri olarak aşağıdaki nedenler sayılabilir:
- Merkezi otoritenin zayıflaması
- Taht kavgaları
- Oğuz isyanları
- Haçlı seferleri
- Atabeylerin bağımsız hareket etmesi
- Abbasi halifeliğini korumak için büyük mücadelelere girmeleri
- Fatimiler ve Şiilerin yıpratmaları
- Şehzade ayaklanmaları
- Karahitayların istilası
- Batınilik hareketleri
- Ülke topraklarının hanedan üyelerinin ortak malı sayılması
- Kötü yönetim
Devlet yapısı Büyük Selçuklu Devleti’nin örgütlenme biçimi, kendisinden önceki İslam devletlerine benziyordu.
Hint-
İran devlet anlayışını yansıtan bu örgütlenmede, eski Türk devlet geleneğinin de belirgin etkisi vardı. Eski Türk devlet geleneğinde olduğu gibi, Büyük Selçuklu Devleti’nde de ülke toprakları hanedanın ortak malı sayılıyordu. Bundan dolayı Büyük Selçuklu toprakları eyaletlere bölünmüştü. Eyaletlerin yönetimi de
Melik olarak adlandırılan hanedanın erkek üyelerine bırakılmıştı. Tuğrul Bey'den önce boy başkanına Oğuz geleneğine göre
Yabgu deniyordu. İslam dininin benimsenmesinden sonra, hükümdarlar İslam devletlerindeki geleneğe uyarak "
sultan" ünvanı ile anıldılar.
Suriye Selçukluları ile
Kirman Selçukluları’na
Irak Selçukluları da katıldı. Büyük Selçuklu topraklarına göçen yeni Oğuz boyları da iç düzeni büyük ölçüde sarstılar. Bu karışıklık döneminde
Harzemşahlar, Büyük Selçuklu toprakların büyük bölümünü ele geçirdiler. Bir süre daha direnen Kirman Selçukluları 1175’te, Irak Selçukluları da 1194’te yıkıldı.
Başkentte oturan sultan, devletin mutlak egemeniydi. Bütün atamalar ve toprak dağıtımı sultanın buyruğuyla yapılıyordu. Ayrıca sultan yüksek yargı kurullarına da başkanlık ediyordu. Hükümdarların "danışman"ı konumundaki kişiler yönetimde önemli rol oynuyorlardı. Alp Arslan döneminde bu göreve getirilen
Nizamülmülk, İslam geleneği uyarınca
vezir unvanı aldı ve devlet yönetiminde köklü değişiklikler yaptı.
Nizamülmülk, devlet yönetimine ilişkin anlayışını
Siyasetname adlı kitabında da anlatmıştır. Büyük Selçuklu Devleti’nde devlet işleri "Divan-ı Âlâ" adı verilen bir kurulda görüşülür ve karara bağlanırdı. Ayrıca maliye, askerlik ve adalet işleriyle uğraşan başka
divanlar da vardı. Meliklerin yönetimindeki eyaletlerde de büyük ölçüde merkezdeki örgütlenme örnek alınmıştı.Devlet islam kültürünü yaygınlaştırmak için görevler üstlenmiştir.
Toprak yönetimi ve ordu Büyük Selçuklunun batı sınırları
Büyük Selçuklu ülkesinde tarım yapılan topraklar
ikta denen bölümlere ayrılmıştı ve iktalar hizmet karşılığında belirli süre için ileri gelenlere veriliyordu. Bu usulle verilen topraklar
has, ikta ve
haraci olarak üçe ayrılıyordu. Has toprakların geliri doğrudan sultan ailesine veriliyordu. İkta sahipleri ise, toprakları işleme karşılığında belli sayıda asker besliyor ve savaş zamanlarında orduya katılıyorlardı. Haraci olarak adlandırılan toprakların geliri de doğrudan devlet hazinesine aktarılıyordu.
Alp Arslan dönemine kadar beylere bağlı göçebe Türkmenlerden oluşan ordu Nizamülmülk tarafından yeniden yapılandırıldı. Nizamülmülk, aylıklı askerlerden oluşan sürekli bir ordu kurdu. Bu aylıklı askerlere "gulam" deniyordu ve bunlar temel olarak başkentte iktidarı korumakla görevliydi. Savaş sırasında asıl ordu ise ikta sahiplerinin yönetimindeki atlı askerlerden oluşurdu. Ayrıca bağlı devletler de savaş zamanlarında sultanın ordusuna asker gönderiyorlardı. Melikşah döneminde orduda 50 bin kadar atlı asker olduğu bilinmektedir.