Bilişim uzmanları milyonlarca dolarlık fiziki ve teknolojik koruma ağına sahip birçok kurum ve kuruluşun içine sızmanın artık internet sayesinde çok kolay olduğu uyarısında bulundu.
TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü (UEKAE) bünyesindeki bilişim güvenliği konusunda güncel uyarılar yapan "Ulusal Bilgi Güvenliği Kapısı" platformunun aylık bülteninde bilişim uzmanı Cenk Ceylan imzasıyla yayımlanan makalede, bilgi teknolojilerinin gelişmesiyle casusluk araç ve tekniklerinin ulaştığı boyut ele alındı.
İnternet teknolojisi ile artık rakip bir şirketin, AR-GE laboratuvarındaki nano-teknolojiyle ilgili araştırma sonucunu çalmak için içeriye
casus olarak insan göndermenin en son çare olduğu kaydedilen makalede, iş süreçlerinin tüm aşamalarında kullanılan bilgisayarların bu iş için en yetkin casuslar olduğu vurgulandı.
Özellikle "sanayi casusları"nın milyonlarca dolarlık fiziki ve teknolojik koruma ağına sahip şirketlerin içine sızmak için binalardaki güvenlik görevlileri ile X ışını tarama ve biyometrik kimlik doğrulama sistemlerini aşmak yerine, hedeflerindeki firmaların bilgisayar sistemlerine yöneldiğini belirten Cenk Ceylan, makalesinde, casusların bu sayede hiç görünmeden internet üzerindeki 65 binden fazla kapıdan (port) içeriye sızabileceğini ve hatta sistemlerini kontrol ederek uzaktan yönetebileceği görüşüne yer verdi. Bunun için özel amaçlar için hazırlanan ve "arka kapı" olarak adlandırılan uygulamalarla dünya çapındaki binlerce bilgisayarı uzaktan ele geçirebileceğini savunulan makalede, böylece "ordulaştırılmış bilgisayar ağları" ile birçok devlet ve kuruma ait bilgisayar sistemlerine saldırarak, bunların çökertebileceği kaydedildi.
Başta Almanya, ABD ve Japonya’nın bu tür saldırılarla mağdur ülkeler sıralamasında liste başı olduğunu ifade eden Ceylan, istihbarat dünyasının kullandığı teknolojik casusluklara değinerek, başta Dışişleri Bakanlığı ve yabancı ülkelerdeki elçilik binalarındaki bir çok elektronik haberleşme cihazlarının taşıdığı riskleri şöyle sıraladı:
"Şifreli haberleşme yapılan kripto odalarında kullanılan bilgisayar ve ekranlar ile klavyelerin tuş takımlarından yayılan elektromanyetik alan, yakın mesafede oluşturulmuş bir ’tempest düzeneği’ ile yakalanabilir, izlenebilir.
Telefon ve iç haberleşme için kullanılan diafon hatları da aynı şekilde yakınlarda paralel oluşturulan hatlar sayesinde elektromanyetik yükleme ve frekans süzgeçleri kullanılarak sese dönüştürülerek dinlenir. Bu konuda en güzel örneklerden biri Sinop’ta bulunan ABD radar merkezini ve telefon trafiğini dinlemek için Sovyetler Birliği zamanında Karadeniz’e kıyısı olan coğrafyada paralel hat çekilerek oluşan endüktif etki sayesinde, frekans süzgeçleri yardımıyla tekrar ses elde edilmesi gibi tipik bir karşı istihbarat çalışmasıdır.
Aynı şekilde günümüzde üst düzey devlet görevlisi ve şirket yöneticileri tarafından kullanılan GSM telefonların dinlenebilmesi ve kısa mesajlarının görüntülenebilmesi de mümkündür."
-"ABD BAŞKANI OBAMA’YA YENİ TELEFON"
Önemli görevlerdeki devlet adamları ile iş adamlarının kullandıkları akıllı cep telefonları ile kaynağı belli olmayan bluetooth ve wi-fi
bağlantılarından uzak durması çağrısında bulunan Ceylan, aksi halde bu cihazlara ait tüm haberleşmelerin takip edilebildiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Bu nedenle ABD Başkanı Barack Obama seçilir seçilmez elindeki BlackBerry marka telefon alınıp, yerine NSA (ABD Ulusal Güvenlik Teşkilatı)
siparişi ile General Dynamics tarafından üretilen Sectera EDGE modeli yeni bir telefon verilmiştir. Bu telefonun ABD Başkanı için tercih edilmesinin nedeni güvenlik standartlarının yüksekliğidir. NSA’in onayından geçen bu ürün güvenli kablosuz internet bağlantısı ile dahili Common Access Card (CAC) desteği ’Type 1’ tipi şifrelenmiş veri saklayabilme gibi özelliğine sahip."