Mesaj Sayısı : 425 Yaş : 50 Nerden : istanbul Teşekkür Sayısı : 397 Kayıt tarihi : 21/12/08
Konu: EVLİLİK DIŞI İLİŞKİLER Salı Nis. 07, 2009 6:58 am
Sağlık Sorunlarınızı Bize Yazın Doktorlarımız Cevap Versin EVLİLİK DIŞI İLİŞKİLER Kinsey’in araştırmalarına konu olan her on erkeğin en az yedisi evlilik dışı ilişkilerde bulunmayı istediklerini açıklamışlardır. Ama ancak onda dördü bu istekle rini gerçekleştirebilmiş olduklarını eklemişlerdir. Kadınlar ise kocalarından başka bir erkeği arzu eder görünmemektedir. Bununla birlikte aralarından yüzde 26’sı evlilik dışı serüvenler yaşadıklarını itiraf etmişlerdir. Evlilik dışı ilişki kurma isteğinin fazlalığına karşılık bu isteğin yerine getirilmesi oranının düşüklüğü toplumsal ve dinsel kuralların yasaklamalarına ve baskılarına dayanmaktadır. Evlilik dışı ilişkiler insanların kolayca izlerini kaybettirebildikleri büyük kentlerde daha yaygındır. Buna karşılık küçük yerleşme merkezlerinde, herkes birbirini tanıdığından, bu tür olaylar az görülür. Kaçamak ilişkilere, kısa serüvenlere herkesin görüp duyduğu uzun süreli ilişkilerden daha sık rastlanır. Evlilik dışı ilişkinin aldatılan eşle çatışma yaratma olasılığı, eşin de bir misillemeyle karşılaşması korkusu çoğu kişileri evlilik dışı ilişkiden caydıran ikincil nedenlerdir. Kisacası bazen evlilik dışı ilişkinin heyeca nı tehlikelerine üstün gelir, bazen de sonuçlarının tehlikesi ağır basar. Evlilik dışı ilişki boşanmaya yol açabildi ği gibi bazen suç niteliği bile taşır. Türk Ceza Kanunu evli erkeğin ve kadının eşi ni aldatmasını zina olarak tanımlar ve cezalandırır. Zina ayrıca Türk Medeni Kanununa göre bir boşanma nedenidir. Bununla birlikte bazı çiftler eşlerinin böyle bir durumunu farketmemiş gibi davranarak evlilik birliğini korurlar. Evlilik dışı ilişkiyi hiç olmazsa kuramsal olarak yasaklayan toplumlarda, bu yola sapan erkek çoğu zaman hoşgörüldüğü halde, eşini aldatan kadın, şiddetle kına nır. Bu, ilkel gelişmiş memelilerde ve özellikle insansılarda da geçerlidir. Kinsey’e göre, erkeğin karısını kıskanma sı erkekliğinin hayvansal özelliğini gösteren ve soydan gelen içgüdüsel bir belirtidir. Erkek bu ayrıcalığı kendisi için kabullendiği halde, aynı hakkı kadın için tanımak istemez. Üstelik başka erkeklerin bu hakkına saygılı davranmaz; fırsat bulursa, evli bir kadınla ilişki kurmaktan kaçınmaz. Kısacası, bu kısımdakiler hakkı sadece kendine tanımak eğilimindedir. Bazı ilkel kavimlerde evlilik dışı cinsel birleşmeye sık rastlanır. Çünkü bu toplumlarda cinsel etkinliğin duygusallıkla hiç bir ilişkisi yoktur. Cinsel birleşme, yemek ya da içmek gibi doğal ve zevkli bir işlemdir. Bu toplumlar cinsel ilişkinin sağladığı doyuma ancak ikinci derecede önem verirler. Antropolog Murdock’a göre, bazı yasak lamalar, toplumsal açıdan tehlikeler yaratabilecek olan evlilik dışı ilişkileri önlemektedir, bu yasaklamalar cinsel et kinliği kişisel denge için gerekli doyumla sınırlarlar. Hoş karşılanmamasına rağmen, evlilik dışı ilişkinin evliliğin “güvenlik supapını” meydana getirdiği söylenebilir. Ortaçağda batı toplumunda karnaval haftası boyunca herkes yüzüne maske taktığından, kadınlar ve erkekler gerçek kimliğini bilmedikleri ki silerle kolayca cinsel ilişkide bulunabiliyorlardı. Cinsel ilişkide değişiklik gereksinmesi her toplumda önemli bir sorun ortaya koyar. Bu konuda, yenilik arzuyu kamçılarken, tekdüzelik zevki köreltir. Batı uygarlığında, aşkın fiziksel yanı duygusal yanına sıkı sıkıya bağlıdır. Cinsel etkinliğin azalması çoğu zaman duyguların körelmesi anlamını taşır. Ancak bu kuralın çeşitli istisnaları da vardır. Kocanın sadakatsizliği kadını umutsuzluğa sürükleyebilir, hatta kadında bir ruhsal çöküntüye yol açabilir. Erkek ise bu durumda çoğu kez öfkeli bir tepki gösterir; çünkü hem aşkı hem gururu yaralanmıştır. Kinsey’in incelediği çiftlerden bazılarında, eşler birbirlerine evlilik yaşamlarına zarar vermeyecek ölçüde bazı cinsel özgürlükler tanımışlardır. Aşırı bir özgür davranış içinde olan bu kişiler, başkaları. nın kendilerini kınamasını umursamazlar; kendileri de suçluluk duymamayı başarırlar. Zaten bu konudaki genel kanı da çelişkilidir. Çelişkinin nedeni yerleşik ahlâk kurallarına saygılı davranmak isteği iletopiumun koyduğu bu güç lü ilkelere1 Evlilik dışı ilişki kuran kadınlarla erkekle rin çoğu aynı toplumsal çevreden ve evli olurlar. Meslek ilişkileri, yolculuklar, tatiller evlilik dışı ilişki kurmak için uygun fırsatlar yaratır. Bir “serüven”den doğan duygusal bağlantı kısa ya da uzun bir süre sonra son bulur. Edebiyat tarihlerinde bu tür ilişkileri konu edinen romanlar, öyküler çoktur. Evlilik dışı kadın ya da erkek er geç bir seçim yapma zorunluluğu karşısında kalır ve bu seçimin kaçınılmaz sonuçlarına katlanır. Kadınlarda evlilik dışı ilişki kurma ortala ması sınırlamaların ortadan kalktığı ve kocaya karşı bir bıkkınlık duygusunun başgösterdiği otuz ile kırk yaşları arasında görülür. Bununla birlikte, kadınların çoğu evlilik dışı bir denemeden sonra, en ideal eşin yine kendi kocaları olduğu kanısına varırlar. Buna karşılık, evlilikte cinsel doyuma erişemeyen kadınlar cinsel bakımdan doyuma ulaşmanın çaresini evlilik dışı ilişkide görmeye devam ederler. Erkekler böyle bir ilişki için kendilerinden daha yaşlı kadınları tercih ederler. Davranışları daha serbest olan bu kadınlar erkeklere o zamana kadar bilmedikleri cinsel doyumlar sağlarlar. 35 yaşlarındaki bazı kadınların da çok genç erkeklerle ilişkide bulundukları, ama bu ilişkilerin çok kısa süreli olduğu ve duyguya dayanmadığı bilinmektedir. Yabancı eşlerle sık sık cinsel ilişkide bulunmanın evlilik dengesini genellikle sarsmadığı bazı toplumlarda kabul edilmeğe başlanmıştır. Hatta bu ilişkilerin aşırı derecede aktif kişiler için bir güven lik supapı niteliği taşıdığı öne sürülmektedir. Amerika Birleşik Devletlerinde arkadaşlar arasında düzenlenen gece toplantıları çoğu kez aşırı düzeyde flörtlerle son bulur. Son yıllarda, yine bu ülkede arkadaşlar arasında eş değiştirme esasına dayanan ilginç bir “âdet” ortaya çıkmıştır. Hatta bu amaçla belirli bazı gazetelere küçük ilânlar verilmektedir. Bu yöntem dört eşin anlaşmasıyla uygulanır. Bu karşılıklı ilişkiler çoğu kez olay sız sürer gider. Bununla birlikte bu dörtlü oyuna katılanlardan biri, eğer evli olduğu eşiyle ulaştığı doyumdan daha fazlasına ulaşacak olursa, evliliğinin tehlikeye düşmesi olasılığı başgösterebilir. Kinsey, evli bir erkeğin, başka kadınlarla ilişki kurmak isteğini, evlilik birliğini tehlikeye düşürmeyecek biçimde denge lemesi gerektiğini öne sürer. Evlilik dışı deneylere girişme arzusunu “anormal” olarak nitelemek doğru olmaz; ancak böyle bir ilişkiden doğan so nuçlar genellikle, beklendiği ölçüde doyurucu olmaz. Cinsel etkinliği duygulardan ayırmağa çalışmak, ruhsal çöküntülere ve yürek sı kıntılarınayol açabilir. Evlilik dışı ilişkiye yol açan nedenlerin kökenini incelemiş olan psikologlardan bazıları, bu durumu çocuksu davranışın bir kalıntısı olarak kabul ederler. Evlilik dışında bir eş aramanın nedeni karı koca arasındaki önlenmez bir uyuşmazlık değilse, bunun akıl dışı nedenlere bağlanması gerektiğini öne sürerler. Bu nedenlerin bilinçsiz intikam arzuları özlemi, ideal bir “anne” ya da “baba” özlemi veya kökeni çocukluğa kadar inen suçluluk kompleksleriyle beliren kendini yıpratma eğilimleri olabileceğini eklerler.